Bugün bir dolu koşuşturmanın arasında iki saatlik bir fırsat yarattık ve kardeşimle Kadıköy PTT önünde buluştuk. Amacımız yeğenimin yeni taşındığı ev için hediye bakmaktı.
Ablasının avare kasnak oluşunun aksine, düzenli ve disiplinli bir insan olan kardeşim önceden araştırmalarını yapmış ve gideceğimiz mağazaları belirlemişti. Oradayken bizi başka bir dükkana yönlendirdiler ve böylece daha önceden hiç gitmediğim Caferağa tarafındaki çarşının dar sokaklarında dolaştık, alış veriş yaptık.
İşimiz bittikten sonra ayrılmadan önce Boğa manzaralı Ankara pastanesinde birer Türk kahvesi içtik, kısa bir keyif yaptık.
Hazır Kadıköy'e gelmişken ve hava güneşliyken biraz daha tadını çıkarayım istedim. Bahariye caddesi boyunca yürüdüm, Süreyya Operası'nda ne konserler, temsiller varmış diye baktım. Moda yönüne doğru devam ettim, neler varmış merakıyla Oyun Atölyesi'nin afişlerine de bir göz attım.
Her zamankine göre daha sakin olan Kadıköy çarşı içinde biraz dolaştım, Baylan balkabaklarıyla süslü bir vitrin yapmıştı, kestaneciler, kumpirciler malzemelerini hazırlıyorlardı.
Eve dönerken hastaneye uğrayıp annemin doktoruna sorumu sordum, eczaneye uğrayıp reçeteyi tamamladım ve sonbahar yapraklarıyla hışırtılı mini parkımızdan geçerek eve ulaştım.
Süreyya Operasının ana girişinin sol yanında duran bu heykele daha önce alıcı gözle bakmamıştım.
Heykeltraşının kim olduğunu aradım, ancak doğru bilgiye ulaşabildim mi emin değilim.
Binanın ön yüzündeki rölyefleri ilk Türk heykeltraşlarından İlhan Özsoy yapmış.
Belki diyorum, bu heykel de ona aittir?
senin bu deyimlerin şahane, hep! "avare kasnak" nasıl güzel bir tanımlamadır, bayıldım. gerçi bence sen öyle biri değilsin ya, neyse ::) bir de nereden ne aldınız, merak ettim tabii :)
YanıtlaSil