Sakin bir pazar günüydü; annemle sabah kahvaltısı, sonra öğlen kahvesi, bir bölüm The Crown seyri ve sonrasında bizim butik AVM'de Şulemle akşamüstü dondurması yeme buluşması.
Açıklamam gerekiyor, akşamüstü dondurması diye bir kavram yok bildiğiniz üzere. Bu söylem benim "saat dörtten sonra çay, kahve içmem, arkadaş" itirazım nedeniyle ortaya çıkmıştır. Buluştuğumuz yer kafe, pastane tarzı bir mekan olduğunda, madem çay, kahve olmaz dondurma olsun bari denmesi sonucu gelişmiştir.
Her zaman olduğu gibi, blog aşırı birbirimizi izlememiz yetmediğinden, olan biten, günlük hayat, çocuklar, kitaplar, diziler konularının üstünden geçtik ve bir güzel ferahladık.
Günün ilginç konusunu eski mektuplarımızı ne yapsak başlığında tartışmaya açıyorum.
Biz tam olarak kararlaştıramadık, ancak geriye özel mektuplarımızı bırakmasak iyi olacak herhalde, kalanlara ne ki, kıvamına geldik, sanırım.
Sizce ne yapmalı?
Bir zakkum fotoğrafımız da olmasa, mevsimin yaz olduğunu nereden anlayacağız, değil mi?
Mektup pek fazla yok ama bende günlükler var, işte onları ne yapmalı?
YanıtlaSilHaklısın evet, onlar da var. :)
SilHani eskiden Görevimiz Tehlike'de mesaj verildikten sonra kendini imha eden teyp kaseti vardı ya, öyle bir sistem lazım, esasen. :))
Son 2-3 aydır, Marquez'in "bu yayımlanmayacak" demesine rağmen ölümünden on yıl sonra çocukları tarafından yayımlatılan kitabından yola çıktı zihnim, günlükler mektuplar, çekmecelerde kalmış taslaklar nolcak biz öldükten sonra diye fıldır fıldır dönüyor kafamda. Hatta uzunca bir yazı yazmak istiyorum bu konuda fırsat bulunca. Bir yanım diyor ki ne münasebet canım okumasınlar, diğer yanım "la olm sen ölmüş olcan zati, okusalar olcak" diyor. :D
YanıtlaSil*okusalar "nolcak"- pis otokorekt kışt kışt
Silben de çocuklara hepsini okumadan atın, yok edin, yakın, hatta benimle gömün şeklinde bir takım saçma isteklerde bulunmuş olabilirim ;) manasız bir takım istekler tabii. bu benim çözmem gereken bir şey!
SilAnlıyorum ki hepimiz benzer çelişkiler içerisindeyiz. Ya son ana kadar kıyamayıp, ne olacaksa olacak diyeceğiz ya da bir ilham anında hepsini sonsuzluğa postalayacağız. Bakalım artık. :))
SilBende eski mektup vs. yok. O yüzden fikir vermem doğru olmaz. :)
YanıtlaSilAman en iyisi sizinki, tasanız olmayacak ne güzel. :)
Silgünlükler ve mektuplar... bu sorunun yanıtını bilsem ben de onu yapacağım :)
YanıtlaSilMikrofilm haline getirebiliriz mesela, hiç değilse yer tutmaz. :))
Silzor dostum zor...o mektuplar öylece duruyor, fotoğraflar da öyle...kim ne yapacak? ya da aslında kimse bir şey yapmayacak, atarlarsa atsınlar işte ya demek gerek. neticede ben onlardan şimdi ayrılmaya hazır değilim :)
YanıtlaSilTabii ya! Bir de fotoğraflar var... :)
SilHerhalde onların da sonu belki sahafa filan düşmek. Ne bileyim?