Dün öğlende bir arkadaşımızın babasının cenaze törenindeydik, bugün öğlende aile büyüğümüzün doğum günü yemeğinde...
Hayat bugünlerde böyle işte, iniş çıkış, keder neş'e bildiği gibi devam ediyor.
Bugün rüzgar yine lodostan esiyordu, hava ılık ve yer yer pusluydu. Ilık dediğim 17 derece, güneş vurunca bahar havası hissi veriyor.
Trafik pek fenaydı. Yemeğe katılmak için karşıya geçmemiz gerekiyordu, annemi de götürebilmek için kardeşim arabasını aldı, yola revan olduk. 2. köprü girişinde kaza olmuş, trafik şişmiş, navigasyon bizi 1. köprüye çıkarmak için döndürdü dolaştırdı.
Aylardır karşıya geçmeli uzun yolda trafiğe çıkmayan anneme hafakanlar bastı. Oyalanması için çocukları aradım, görüntülü konuştular. Onlar da trafiğin halini uzaktan da olsa görünce bize acımadan edemediler.
Sonuçta, misafirlikte oturduğumuz süre kadar toplam süre gidiş dönüş yolunda geçmiş oldu.
Bu durumda iç çekerek derin bir nefes alıyoruz ve İstanbul'un halleri diyoruz.
Haftanın şaşkını ödülünü cam balkon önü sardunyasına veriyoruz...
ama böyle bir manzarada duran sardunya, açmasın da ne yapsın :) ah istanbul...
YanıtlaSilHaklısın Şulem, açmazsa ayıp! :))
Siltrafik denen şey beni İstanbul'dan soğutuyor artık.
YanıtlaSilTamamıyla katılıyorum bu düşünceye, gidilecek ne kadar yakın o kadar iyi.
Sil