Bu sabah kahvaltıdan sonra birlikte annemi ziyarete gittik, sabah kahvelerimizi içtik.
Ardından onlar randevuları için karşıya geçti, ben pazar alışverişini hallettim.
Akşamüstü çay vakti Pera Palas'ta buluştuk, küçük bir aile toplantısı için, çay içtik sohbet ettik. Bulunduğumuz salon filmlerdeki gibi etkileyiciydi, zamanda yolculuk yapıyor hissi baskındı.
Akşam saatlerinde Cadde-i Kebir kalabalığına daldık, Tünel'le Karaköy'e indik, vapurla Kadıköy'e gectik.
Misafirlerimizle bizim kıyının cümbüşü eksik olmayan Moda caddesinde bir tur attık. Lodosun insanları sersemlettiği gecede sokaklar boyunca yürüdük.
Gece, Karaköy Kadıköy vapurundan Kızkulesi'ne bakış
Pera Palas'ın içini hiç gördüm mü diye düşündüm okurken. Görmedim herhalde, çünkü dediğin gibi film sahnesi etkileyiciliğindeyse hatırlardım sanırım. ❤️
YanıtlaSilBazı filmlerde iç mekanları görmüş olabilirsin, özellikle lobi ve asansörü etkileyici ve süslü püslü. Orada bulunsaydın hatırlardın muhtemelen. :)
SilBen de 2011'de geldiğimde gitmiştim. Sahaf Festivali'ne gitmiştik Lale ile, sonra Atalet bizi Pera Palas'a çaya götürmüştü. Gerçekten film sahnesi gibiydi. O ara moda ile ilgili bir festival daha vardı çok yakında, terasta maşa dudaklı, botoks yanaklı, platin saçlı, solaryum yanıklı pek çok kadın da son derece şık bir halde, rujları bozulmasın diye adeta dudaklarını değdirmeden çay içiyorlardı :)))
YanıtlaSilİnan gözümde canlandı çay sahnesi! :))
SilBizim çay saatinde canlı piyano çalınıyordu. Bir ara piyanist coşageldi, tuşlara fazlaca bastırmaya başladı, neredeyse birbirimizi duyamaz olduk. O kadar ki sonunda yengem kalktı, piyanistin yanına gitti "biraz daha piyano piyano çalsanız" ricasında bulundu da yeniden normal konuşma sesine döndük. :)
yengenin uyarısına bayıldım, ne zarif :)
SilKendisi de zariftir. :)
Sil