11 Nisan Salı

Sabah bir kaç gündür arkadaş gruplarımdan gelen birikmiş mesajlara bakıyordum. Daha çok okunmuş mesajları siliyor, okumadığım izlemediğim mesaj varsa göz atıyordum. 

Victor Borge isimli bir sanatçının bir orkestrayı yönettiği, aslında çeşitli beceriksizliklerle yönetemediği bir video gördüm, izledim, kendi kendime kahkaha atmaya başladım. ve kim bu Victor Borge merakıyla araştırmaya giriştim.

Meğer kendisi pek tanınmış bir müzisyen ve komedyen imiş.

Danimarkalı Aşkenaz  müzisyen anne babanın çocuğu olan Børge Rosenbaum'un doğum tarihi 1909. Piyano eğitimi almış ve yetenekli bir piyanist olarak konserler vermeye başlamışken 2. Dünya Savaşı kopuyor ve 1940 yılında Amerika'ya sığınıyor. Sonrası piyanist ve devamında komedyen olarak başarı üstüne başarı kazandığı ve 90 yaşına dek sahnede faal olduğu bir kariyer.

Klasik müziğin kimilerine sıkıcı gelen, ciddi yorumlarını esneten, müziği eğlendirerek sevdiren bir sanatçıyı geç de olsa tanıdığım için sevindim. Açıp pek çok kaydını izledim, hepsi de kahkaha garantili.

İçlerinden bir tanesini sizin için buraya bırakıyorum, izleyin derim.

Günü tanımla derseniz, cevap tek cümlelik "yağmur şakır şakır yağdı". 

Bu havada karşıya geçip döndüm,  Ekmekcikız'da anlattım, nedenini. 

Güzergahı sıkıcı olmaktan çıkarmak için metro, metrobüs, metro zinciriyle Taksim'e ulaştıktan sonra İstiklal caddesini boydan boya geçip Tünel'le Karaköy'e indim, vapurla Kadıköy'e geçtim.

İstiklal caddesinde aklıma geçen gelişimde tramvayın fotoğrafını çektiğim geldi, ne iyi oldu dedim. 

Bunca senedir gidip geliyorum kiliselerin fotoğrafını neden çekmedim peki?

Kendi şehrinde turist olmayı da bilmeli insan, değil mi?

İşte St Antuan Katolik Kilisesi, bugün, yağmur yağarken.