* Bugün ev günüydü, balkonu yıkadım, çiçeklerime, bağ bozumu bekleyen domateslerime baktım, biraz budadım. Bu işleri yaparken, dün "Bahçıvanlar İçin Kocakarı İlmi" başlıklı şahane kitabı ( Maureen & Bridget Boland- Alef Yayınevi ) okurken "evreka!" çığlığı attığım konuda uygulamaya geçtim.
Efendim konu şu; her sene özene bezene aldığım bir saksı gül, ilk çiçeklerini açtıktan kısa bir süre sonra böceklenmeye başlıyor ve ne yaparsam yapayım ( belki biraz arap sabunlu su püskürtmek kaderi geciktiriyor, o kadar ) o minik yeşil böceklerin nihayetinde gülleri soldurmasını, kurutmasını önleyemiyorum.
İşte kitabı yazan bitkisever kocakarılar diyor ki, güllerin yanıbaşına sarımsak ekin, böylece böceklerden kurtulun. Hemen bir diş sarımsak alıp, küçük saksıda her nasılsa bu zamana kadar gelebilmiş (sağolsun arapsabunu banyoları) gülün dibine ekiverdim.
Bakalım neler olacak?
** Günün bana kalan saatlerinden birazını, gezide çektiğim fotoğrafları seçmeye, neresi olduklarını hatırlamaya ve önce bilgisayara sonra bloga yüklemeye ayırdım, henüz bitiremedim. galiba gün gün ayıracağım.
O kadar çok fotoğraf var ki, fotoroman yapsam yeridir.
*** Bugün de bir İş Sanat yayını haberiyle günü kapatayım, Melikşah Altuntaş'ın Hayatınızın Listesi röportajları başlamış, ilk yayında Hazal Kaya var.
Dip Not:
Yazıya sığamayan gezi fotoları bir süre burada gündeme destek olacak sanırım.
Midyat, Gelüçke Hanı,
İpekyolu üzerindeki hanlardanmış, şimdi avluya bakarak kahve içebiliyorsunuz.
Biz oradayken yağmur vardı, nar suyu içerek oturduk, günün yorgunluğunu çıkardık.
aaa bu sarımsak olayı süpermiş, deneyeceğim!
YanıtlaSilBen de deniyorum, tutarsa bayram ederiz. :))
SilBalkondaki bitkilere dadanan o küçük böcekler bizi de sinir ediyor hep. Biz de deneyelim sarımsak işini :)
YanıtlaSilFarklı böcekler için farklı çareler var aslında kediciğim, sarımsak güle dadanan yeşil sinekler içinmiş.
SilMesela sardunya sineği için salatalık kabuğu işe yarıyor. :))