* Ağustos ayının son pazar günündeyiz, balkondaki durumu bildiriyorum:
Begonvil bütün çiçeklerini döktü, domatesler hâlâ yeşil, kızarmak bir yana sararsalar razıyım, biber tek tük yeniden vermiş, cüce dev son çiçeğini de açtı, fesleğen çiçeklenmeye başladı, kaktüsler sıcak havadan memnun, sardunyalar çiçeklerini küçülttü, tasarruf yapıyor olmalılar, öyle işte.
** Sabah bir cümleden bir şarkıya oradan bir filme gezinirken Pink Martini de girdi işin içine. Ekmekcikız'da pazarın şarkılı hikayesini yazarken Pink Martini'yi azıcık es geçmiş oldum. Şimdi yazarken onları boş geçmeye içim elvermedi ve sanırım her zaman en çok sevdiğim gidip gelip en çok dinlediğim bir şarkılarını da buraya ekleyeyim istedim: Una Notte a Napoli
*** Dün oğlum konuşuyorduk, laf lafı açtı, epey uzun zaman önce Prag'a gittiğimden konuştuk, demek üstünden çok zaman geçmiş hangi yıldı hatırlayamadım. Canım Fü. hanımla gitmiştik o net, fakat yıl 2005 miydi 2006 mıydı bilemedim, neyse.
Size söylemek istediğim konu o değil zaten, Prag'da Alphonse Mucha müzesine gitmiştik. Art Nouveau sanatçısının eserlerini bir arada görmekten çok mutlu olmuştum.
Keşke bir posterini alsaymışım.
Dip Not:
Mucha müzesinin linki burada, görsel orada sergilenenlerden olsa gerek.
ay pink martini'yi özlemişim, paylaştığın şarkıdan başlayarak bir pink martini gecesi düzenleyeceğim sanırım kendime :) ikinci şarkı olarak "Let's Never Stop Falling In Love"ı seçtim :)
YanıtlaSilBak o şarkı da sevdiklerimdendir. :)
SilPink Martini'ye bir kez başlayınca devam etmemek çok zor. )
Yuppii Pink Martini hayranları burayaaa :) Bak bende de ne var senin için, bu akşam içince boğazımdan geçmedi..
YanıtlaSilC.ciğim, ne kadar tatlısın! Afiyet şurup olsun, teyzeciğinin ellerine sağlık. Ohh mis gibi. :)
SilBen çok yaşlandım galiba. Bana eski şarkılar en güzel eski romanlar en güzel eski filmler en güzel geliyor. O eski tadı şimdi niye alamıyorum acaba.?
YanıtlaSilBence yaşlılık değil o. :))
SilEskiden sevdiğimiz kendimizi iyi hissettiğimiz anlar, şimdi zor zamanlarla karşılaşınca öne çıkıyor belki de. :)
Benim bahçede ki domateslerde yemyeşil. Millet kaçıncıyı hasat yaptı ama nedense bir tanesi olmadı. Bir de o kadar suluyorum yine de çok gelişmediler. Topraktan diyorum ben çünkü her sene aynı şekilde oluyor. hatta bir daha ekmeyeceğim deyip ekiyorum sonuç hep aynı.
YanıtlaSilBilemedim gerçekten; solucan gübreli toprakta büyüttüm, güzel suladım filan ama saksıda olamadı bir türlü. Belki daha bol güneş lazım, belki daha bol yer...
Sil