13 Haziran Pazartesi

Sabahtan yine biraz yağmur vardı, sonra bulutlar dağıldı, öğleden sonra güneşliydi hava.

* Bu sabah erkenden, yan arsadaki kaya delici ekskavatör homur homur çalışmaya başlayınca, eyvah yine mi delme işi dedim. Sonra anlaşıldı ki aracı gelen tıra yüklüyorlarmış ki, başka yere götürsünler, anlaşılan işi bitti. Bakalım beton dökme işi ne zaman olacak? Neyse, onun gürültüsü daha az olur.

** Sonra gün haftaya dair bazı planlar yaparak başladı, annemin balkonundaki klima hortumundan çıkan suyun yanlış yere gitmesi nedeniyle oluşan kabarmanın kazınması, boyanması ne zaman olacak, bu işler için H. ne zaman gelecek, Z. Ablaya gitme işi ne gün olabilir? Günlük gaileler işte.

Saatler biraz ilerleyince gelen bir haber, biz böyle ciddi ciddi  plan yaparken hayatın nasıl asıl planının peşinde olduğunu hatırlattı yeniden. Bir arkadaşımızın babası vefat etmiş, yaşlıydı, uzun süredir hastaydı, yatıyordu... Allah rahmet eylesin.

*** Akşamüstüne doğru annemle parka yürüdük. Kaç günkü yağmurdan sonra banklar ıslak olabilir diye yanımıza banka otururken serecek bir şeyler almıştık. Oysa güneş her yeri kurutmuş bile, öylece oturduk.

Küçük çocuklarını salıncaklara getiren genç anne babaları izledik, bir kaç yaşlı teyzenin yarenliklerine kulak misafiri olduk, parkın köpeklerinin parktan geçen sahipli köpeklere ve -nedense- kağıt toplayanlara havlamalarını izledik, iki tur da parkurda dönüp yürüyüş yapmış olduk, eve döndük.

Dip Not:

Yoğurtlu semizotu salatası,

Üzerine önceden haşlanmış, salataya konmadan önce zeytinyağında kavrulmuş iki avuç nohut, sarmısak ve pul biber,

Pek leziz oldu, denemek isterseniz.