Bugün hava güneşliydi -şimdi buldu da bunuyor demezseniz bir itirazım var- pusluydu hava. Artık çöl tozu muydu, neydi? O pus gitsin de güneş pırıl pırıl parlasın şöyle keyifle.
* Dün gece diziye başlayamadım, üşendim. Bir iki video izledim, sonra bir filme takıldım. Eh işte, seyretmesem de olurdu. Filmin adı The Tender Bar / Şefkat Barı, George Cooleney yönetmiş. İtiraf ediyorum, ilgimi de biraz o nedenle çekmişti. Neymiş, bakmak isterseniz künyesi burada.
** Sabah sokağa çıkmadan anneme uğradım, dün gece S.ciğim onda kalmıştı, annem yeni uyanmış, kahvaltıya oturmuşlardı, annemin ilaçlarını ayarladım ve "ben biraz yürüyüp geleceğim" deyip sokağa çıktım.
Suadiye'ye doğru yürürken kardeşimden mesaj geldi, "Ebiş'i havaalanına bıraktık". Benim Çiçekkızdan sonra kardeşimin büyük kızı da göz açıp kapamalı bir zaman içinde geldi ve gitti.
Önce dolmuşa bindim, sonra uzun uzun yürüdüm, Fenerbahçe ve Göztepe parklarına gittim. Ağaçlara çiçeklere baktım. Daha çok ayrıntı okumak isterseniz Ekmekcikız'da anlattım, burada.
*** Parklara gitmeden ve oralarda dolaşırken bir iki arkadaşımla mesajlaştım, sahilde yürürken bir tanesiyle uzun uzun konuştuk. Uzun zamandır haberleşmemiştik. Kış onun için de ailesi için de zor geçmiş, sırayla eşi, babası, kardeşi ciddi rahatsızlıklar geçirmişler. Sanırım geçirdiğimiz uzun kış, çoğu insanı sadece hava koşullarıyla değil, sağlık bakımından da yordu.
Umarım baharla birlikte sıkıntılar da sonlanacaktır.
Dip Not:
Şu oyuncu kedilerle dolu fincanda kahve içmek gibi küçük mutluluklar da olmasa,
Olmaz!
Hahahah ay bu kadar olur! Dün öğlen istanbul'daydım ben!!! Daha doğrusu şöyle oldu, İstanbul havalimanına indik ve aktarmamız sabiha gökçen! Böyle manasız saçma şey olur mu dersen, olurmuş. Bavulları al, sırtlan, iki çocuğu yüklen, havaist'e bin, 2 saatte tüm istanbul'u boydan boya geç, köprüden geçerken rumeli hisarının tam yanındaki erguvanı görünce bir sevin!!! O zaman seni düşündüm, dedim heralde şimdi işlerini bitirmiş, annesiyle kahvaltıyı da bitirmiş ya bir arkadaşıyla sohbet ediyor ya da film izliyordur (blogdan öyle bir izlenim edinmişim demek ki), ordan joe'ya geçtim, ordan diğer istanbullu bloggerlar hakkında da tahminler yaptım. Çok keyifli hayaller kurdum hepiniz hakkında. Ama bak tutturmuşum sanki...
YanıtlaSilDün güneşliydi İstanbul evet, 4 saat için bile olsa, şahidiyim :)
Niiii! Neden aramadın? diyecektim ki, ilginç bağlantı hikayenizi okudum ve itiraf ediyorum "bileti kim ayarladı acaba?" diye düşündüm. :))
SilEvet kesinlikle tutturmuşsun, erguvan seyrine çıkmıştım dün. Ve erguvan görünce beni hatırlaman da ayrıca yüzüme bir gülümseme ekledi C.ciğim. :)
Erguvan seni, Leylâk Leylâkcığımı artık :)
SilÇok çok kalpler... :)
Silfincana bayıldım :)
YanıtlaSilküçük mutluluklar deyince sen ışıl özgentürk'ün "küçük sevinçler bulmalıyım" kitabı geldi aklıma.
"...Şimdi küçük sevinçler bulmalıyım...
Bir cümle...
Bir insan...
Bir dost sıcaklığı...
Bir çocuk gülümsemesi gibi
Küçük sevinçler bulmalıyım
Biliyorum
Çok yakın savaş tehlikesi
Biliyorum
Gülmüyor çocuklar
Ancak,gene de bulunabilir
Bir cümle...
Bir insan...
Bir çocuk gülümsemesi
KÜÇÜK SEVİNÇLER YANİ !"
fincana bayıldım :)
YanıtlaSilküçük mutluluklar deyince sen ışıl özgentürk'ün "küçük sevinçler bulmalıyım" kitabı geldi aklıma.
"...Şimdi küçük sevinçler bulmalıyım...
Bir cümle...
Bir insan...
Bir dost sıcaklığı...
Bir çocuk gülümsemesi gibi
Küçük sevinçler bulmalıyım
Biliyorum
Çok yakın savaş tehlikesi
Biliyorum
Gülmüyor çocuklar
Ancak,gene de bulunabilir
Bir cümle...
Bir insan...
Bir çocuk gülümsemesi
KÜÇÜK SEVİNÇLER YANİ !"
Şule
Bu yorumu kopyalayıp yayınladım, bu güzelşiirin kaybolmasına içim elvermedi. :)
Silcanım :)
Sil