Kaç zamanın en sakin gününü yaşadık sanırım; serince ama üşütmüyor, güneşli ama top top bulutlu, güzeldi.
* Diyeceğim yine, "bugün nasıl geçti, anlamadım" adım şuursuza çıkacak. Gerçek şu ki, farklı farklı pek çok iş yaptığım zamanlarda böyle bir hisse kapılıyorum.
Bugün mesela, egzersizle başladık, dün astığım çamaşırları kaldırdım, annemle kahvaltı yaptık, pazara gittim, aldıklarımı annemin ve benim evimdeki dolaplara yerleştirdim, yetmedi bir kilo mezgit ayıkladım, küçük dayım annemi ziyarete gelmişti, sofra kurdum birlikte yemek yedik, kuzenimin evine gidip geldim, istediği bir şeyleri aldım verdim...
** Derken akşamüstüne doğru, yetti gari şimdi sokağa çık sahile yürü, kendin için nefes al dedim ve de öyle yaptım. Hava serinceydi, dünkü gibi soğuk değildi, yine de iyi ki beremi almışım.
Deniz kenarındaki kayaların üstüne çıktım, denizi seyrettim, uzaklara ve bulutlara baktım.
*** Twitterda Ankara balkonlarının çizimlerini yayınlayan bir hesap gördüm. İnsanların böyle inceliklere zaman ayırmaları, yaşanmışların izlerini korumak için ellerinden geleni yapmaları çok hoşuma gidiyor, içimde ümit çiçekleri açıyor.
Bugün aklımda hep Mor ve Ötesi'nin son albümünden Dünyaya Bedel çaldı durdu. Bir de burada çalsın.
" Dünyaya bedel eşsiz ruhum
Dünyamı bilmek istemiyor! "
Dip Not:
Denizin sükunetine bakar mısınız?
Teknelerin yansısı suda,
Adalar yine yakına gelmiş,
Bulutlar poz veriyor, güzel.
pazar olduğu gün, bir koşturmaca içinde geçiyor genellikle :) ve fakat mezgit dedin, beni benden aldın kuzucum :)
YanıtlaSilfotoğraf (adalar, tekneler, deniz, hepsi) şahane
Bir kaç sene önce Trabzon'a gittiğimde yemiştim o küçük mezgitleri ve bayılmıştım. Bu sene pazarda görüyorum ve ikidir alıyorum, üşenmeyip ayıklıyorum. :)
SilGüzeldiler, o anda olmak da. :)