Hava yumuşaktı bugün. Güneş biraz pus arkasından ısıtıyordu, olsundu.
* Hızlı akan günlerdendi yine. Bir şeyler yaptım parça parça, neydi unuttum şimdi.
Bilgisayarımın space klavyesi su koymaya başladı, hiç hoş değil. Devir ekonomi devri ey bilgisayarım, bozulmak yok öyle, dedim kendisine umarım anlamıştır.
** Bugün film izleyemedim, o nedenle bir bağlantı olmaksızın size eskilerden bir başka kasetimden bir parça çalacağım. Andreas Vollenweider'i hatırlarsınız. Bin kere dinlenen bir albüm daha, Down to the Moon ve burada aynı adlı parça. Albümü tekrar dinleyince şuna karar verdim, Night Fire Dance'i en çok seviyorum.
*** Vee gelelim günün en eğlenceli hareketine; aylar aylar sonra Maltepe Parkı'na gidip yürüyüş yaptık, açık havada çay içtik; annem, kardeşim ve ben. Annem az yürüdü, çok oturdu, olsun razıyız. Onca ağrılı süreçten sonra bu da iyi. Biz iki bacı önce sahile doğru sonra sahil boyu yürüdük.
Ben yine adalara bakıp, "her farklı havada bu adaların yerini kim değiştiriyor ki" sorumu sordum. Kardeşim ne yapsın? Yüzüyorlardır, dedi.
Çay içtiğimiz masanın yanındaki ağaç,
Tepesi sığırcık doluydu,
Cıvıl cıvıldılar.
Sevgili Okul Arkadaşım, ne iyi yapıyorsunuz, unuttuklarımızı hatırlatıyorsunuz. Yaa dedim bir Andreas vardı, keyifle dinliyorum yazarken. Bu vesile ile Belfast'dan söz edeyim. Sinemasal anlamda bayıldım. Siyah beyaz o kadar hoşuma gitti ki, karakterler, yerleştirmeler, her bir sahne bayılmalık. Mevzu sağlam, çok keyifli seyrediyordum ama sinemada olmayınca işte hali dürttü ve arkası yarın şeklinde bıraktım, tamamlayınca yazacağım kendisini. Yani filmin bir kusuru yok, kusur izleyici de:)
YanıtlaSilDeğil mi? O müzikler ardı ardına dökülmeye başladılar! :)
SilBelfast, evet çok güzel film Sevgili Okul Arkadaşım. Belki de anlatılanın sahici oluşunu hissettiğimiz için bu kadar içe dokunuyor. :)
Belki çok uzak olmayan bir yakında sinemada da izleriz.
ne güzel yapmışsınız sahile inmekle :) bugün de hava çok güzeldi şansınıza.
YanıtlaSilbilgisayarla buzdolapla falan konuşmaya başladık ya, halimiz hal değil, bak diyeyim sana :P
Halimiz katiyyen hal değil! :))
SilGel gör ki, konuşa söyleye, güle eğlene idare ediyoruz işte. :)
Hava, bugün de güzel, cemreler geliyor. :)
Space tuşu neden bozulur ki? Altına toz ya da kırıntı kaçmış olmasın? Bir çeşit temassızlık olmalı eninde sonunda.
YanıtlaSilBu blogu çok seviyorum ama bir kötü tarafı var, bazen günün havasının nasıl olduğunu buradan öğrendiğimi fark ediyorum ve bu beni çok üzüyor. O kadar evin içine kapanmışım ki diyorum kendime, dışarısı bugün güneşli miydi onun bile farkında olamıyorum bazen.
Haklısın Joe'cuğum, sevgili space tuşunu biraz üfledim püfledim, iyi geldi sanki. Güya, temizliğinde kusur etmiyorum ama... :))
SilGüne başlarken hava durumuna bakmak, oldum olası alışkanlığımdır. Galiba gökyüzüne bakmayı sevmemin bir parçası bu. Günlük hallerim buraya yansırken, bir gün bir baktım ki, her gün havayı da yazıyorum.
Aslına bakarsan, ben bütün gün evde otursam bile havaya bakarım. :)) Takıntı mı sence? ;)
Geçenlerde bende durduk yere arıza veren çamaşır makinamla konuştum, sakın bak dedim beni yarı yolda bırakma dedim. Şükür düzeldi. Senin pc de söz dinleyecek inanıyorum ben ♥
YanıtlaSilŞebnemciğim,
SilGerçekten dinledi. :))
Yani, şimdiki zamanda bozulmak işleri filan biraz bizden uzak dursun, lütfen. Değil mi?
tatlııım, youtube'a klavye temizliği yazsan, izlesen, sonacığıma o tuşlar çıkabiliyor altını bir silsen. bazen farketmeden bir şeyler sıkışıyor içine, ya da kahveden bir damla bile farketmeden yapışıklık yaratıyor. hani düzeldiyse kurcalama, ama aklında bulunsun yine yamuk yaparsa. <3
YanıtlaSilKonuşmamdan etkilendi sanırım, düzeldi gibi Elektram. Bir de buncağız emektar bir laptop, onların tuşu muşu çıkıyor mu, hiç bilemedim. Şimdilik saldım. :)
Sil