4 Eylül Cumartesi

 İstanbul'da hava soğumuş diyorlar, Bodrum'un nasibine rüzgar düştü.

* Sabah 8 olmamıştı, denize girmiştim. Su kadife gibi, hafif çalkantılı. Gönlümde olan bu değil, daha çarşaf halli denizdi, ama kabul bu da. Derken, saatini hiç sektirmiyor ve rüzgar başlıyor, arzu edilen bu değil, anlatamıyorum derdimi ummana.

Yarım saat sonra kahvaltı hazırlamak üzere bakkaldan simit alıp eve dönüyorum. Kızıma müjdeyi veriyorum "bugün burada deniz sefasına rüzgar engeli var, meteora yol göründü bize". Meteor, Akyarlar'a yakın meteoroloji koyundaki plajın kısa adı. Koyun adı neden meteoroloji onu bilmiyorum, belki oraya ilk yapıyı yapan kooperatif meteoroloji çalışanlarınındı (?).

** Kahvaltıdan sonra hemen atlıyoruz arabaya, ver elini Akyarlar yolu. Geçen sene buralarda yol, altyapı çalışmaları vardı. Yol asfaltlanmış güya, yine langır lungur stabilize gibi.

Plaj kalabalık değil, yeterince aralıklı rahat oturmak mümkün. Hemen denize atlıyoruz, ohh keyfimiz gibi sakin ve pırıl pırıl uzanıyor. Öğleden sonra, bizi yollara düşüren rüzgar burada da faaliyetini hızlandırıyor. Karadan estiği için dalga yok, ancak sudayken ıslak kafayı üşütecek ve sonraları denizi soğutacak kadar sert esiyor.

*** Sertleşen rüzgara ve çevredeki bilumum aşırı seslere rağmen, gün boyu Kos adası manzaralı denizin kenarında oturmanın, kıyı boyunca yürümenin, denize girip çıkmanın tadını çıkartıyoruz. 

Akşamüstü acele toparlanıp dönüp üçüncülük hedefli voleybol millî maçının ilk devresinin sonuna yetişiyoruz. Ve sonunda maç keyfimiz göre bitiyor, yaşasın kızlar!

Şimdi kitap okuma zamanı.

Dip Not:

Arka planda Kos, yakın planda Turgut Reis'e doğru dönüşe geçmiş gezinti tekneleri, fotoğrafa girmeyen kısımda denize giren çoluk çocuğun çığlıkları,