Bulutlu bir gün. Biraz yağmurlu, arada güneşli, kısacık bir an gökkuşaklı.
* Gün erken saatte başladı, önce pazara giderim diye planlamıştım, yağmur dursun diye beklerken işlerin sırası değişti. Benim pazar alışverişi kızımın banka işlerinden sonra -yine bir Cuma günü, son zamanlarda hep öyle denk geliyor- karşıya geçtik.
Köprü trafiği haliyle yükünü almıştı. Yapmamız gerekenleri hep yarımşar saat sarkmayla yapabildik.
** Taksim'e geçmenin ve o civarda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak, öğlen saatleri biraz aşılmış olsa da, yemek yemek için Hayvore'ye düşürdük yolumuzu.
Mezgit ve hamsi tava paylaştık, tazecikti, mevsimin ilk balıklarıydı. Yapanların ellerine sağlık dedik, yine, içtenlikle.
Bu defa günün armağanı -kendimize ev hediyesi aldık- Hacı Bekir'in çifte kavrulmuş fıstıklı lokumu oldu.
*** Akşamüstüne doğru, büyük dayımın evine ulaştık. Biz İstanbul dışındayken, annem abisini ziyarete gitmişti, biz de onu eve getirdik. Biz otururken kuzenim geldi, elinde bir dondurma paketiyle. Bugün şansımız tatlıdan açılmış olmalı. Dondurma gelince, çocukken kuzenlerle nasıl el ele tutuşup dondurma almaya gidip geldiğimizi hatırladık. O yollar şimdi öyle kalabalık ki, küçük çocuğumu asla bırakamam bir koşu dondurma alsın da gelsin diye.
Dönüş yolunda bir ara sağnak yağmur indirdi, sonra gökkuşağı çıktı.
Köprüden geçerken bulutlar böyleydi.
mezgit, hamsi tava, lokum, dondurma...ne yapmak istemektesiniz sevgili ekmekcikiz hanımcığım :)
YanıtlaSilÇiçekkızım'a gurbete gitmeden önce gönlü ne çekerse faslından destek veriyorum. Gayet masumum, görev gereği sadece. ;)
SilSevgili Okul Arkadaşım, Hayvore'den bu kadar sık söz etmeseniz.:) Neyse bu sefer gaza geldim, kapanan eski kitap okuma pastanemin yerinde yakın zamanda bir balıkçı açıldı, pazartesi günü gidip bir ziyaret edeyim kendisini:)
YanıtlaSilSevgili Okul Arkadaşım,
SilSiz coğrafi konum itibarıyla adeta Hayvore'nin membaında bulunmaktasınız. Biz şurada kırk yılda bir nefis körletiyoruz, gönül koymayınız lütfen. :)