Bugün, her güne üç güzel şeyi yazdığım beşinci ay bitiyor, yarın altıncı ay başlıyor.
Bugüne dek her gün yazarak firesiz geldiğim için kendimi kutluyorum, okuduğunuz için size teşekkür ediyorum.
* Öğlen olmuştu, dışarıda ince bir yağmur yağıyordu. Çamaşırları toplamakla, balkonu silmek arasında bir ev işi girdabına gömülmek üzereyken telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numara gördüm ekranda. İçimden "ne satacaklar acaba" diyerek açtım telefonu. Tanıdık bir ses adımı söyleyince şaşırdım, o ses kendi adını söyleyince çok sevindim. Ardından uzunca bir sohbet başladı, sevgili N.cığımla.
N. benim en eski blog arkadaşlarımdan, uzunca süre blogaşırı ahbaplık ettikten sonrai çeşitli vesilelerle haberleşmeye, görüşmeye başlamıştık. İki buçuk sene önce arkadaşıyla birlikte, bize yakınca bir yerde Tel Dolap isimli doğal ürünler sattıkları mekanı açtıklarından sonra sıkça görüşür olmuştuk.
Fekat heyhat! Araya pandemi girince, Tel Dolap'a kadar bile yürümek memleket aşırı gibi gelmeye başladı ve arada instagramda selamlaşmak dışında haberleşemez olduk. Canım N. bu makus kadere bir son vermek iradesi gösterip beni arayınca, günüm gerçekten ışıldadı.
** Yürüdüm bugün, çeşitli vesilelerle, yağmurun yağmadığı zamanları kollayıp, eczaneye gidiyorum, elektrikçiye gitmem lazım, anne hadi biraz yürüyelim cümlelerine sarılıp, yürüdüm. İyi geldi.
*** Yürüme görevlerini bitirip, akşamüstü eve döndüğümde karnım çok acıkmıştı. Kızım arkadaşına gitmişti, yemekle uğraşmak istemedim tava tostu yapayım en iyisi dedim. Yanına da bir bira açtım, ohh keyfime bakıp oturdum bir güzel.
Tava tostu şöyle bir şey; döküm tavaya biraz zeytinyağıyla yağlayıp, üzerine iki dilim ekşi mayalı ekmeğimden yerleştirdim. Ocağın altını kısık açıp, ekmeğin üzerine azıcık acı biber salçası sürdüm, onun üstüne dil, onun üstüne yine dil (bu peynir olan, ilki dana dili) ekledim, tavanın kapağını kapattım. Beş dakika kadar sonra kapağı açıp peynirin erimeye başladığını gördüğümde, ocağı kapatıp, ekmek dilimlerini tabağa aldım, en son üzerlerine biraz kekik ve karabiber serpip konuyu bağladım.
Tost malzemesini istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz, mesela en üste sahanda pişirdiğiniz yumurtayı eklerseniz, şahane tok tutar, hem de sadece iki dilim ekmekle karın doyurmuş olursunuz. Deneyin derim.
Dip Not:
Bugün size gösterebileceğim bir fotoğraf çekemedim.
Bakmak ve dinlemek için, Nuri Bilge Ceylan 'nın Kış Uykusu filminden bir müzik var burada.
tel dolap bize yakın olan dükkandı değil mi? bahsetmiştin sanki.
YanıtlaSiltam "tava tostu da nedir" diyordum ki tarifi vermişsin bile :) mutmain oldum şekerim :P (yeni öğrendiğim kelimeleri cümle içinde kullanıp pekiştiriyorum :P)
Evet canikom, Tel Dolap orası. :)
SilMutmain de neymiş diye baktım sözlüğe ve oradan buradan derken geçen sene söylenmiş bir "mutmain oldum" ifadesine ulaşınca hatırladım, kim söylemişmiş.
Mesela "mutmain oldum" demek şu tekerlemeye -hani ifade zengin olsun diye eş anlamlı kelimeleri arka arkaya kullanılan- benziyor aslında:
"Babıali kapısından, mürür edip geçer iken, yek bir atlı süvariye, tesadüfen rastgeldim".
Ayy, sabah sabah çenem açıldı. :))
Ah o Kış uykusu filmi. Özlemişim. Yine seyretmeli bir ara.
YanıtlaSilDeğil mi? Müziği dinleyip görüntüleri izlerken ben de aynısını düşündüm. :)
SilBen bugün çok çalıştım, çalışmamam gerektiğini bile bile çalıştım şu an pertim. Dizim bükülmüyor :( Çocuklar ve Funda geldi. Güya uzun boylu yemek yapmadım ama yaptığım kadarı yetti. Kısır ve patates salatası yaptım, mısır haşladım, enginarı en saf haliyle pişirdim, karpuz kesip migrostan gelenleri hallettim. Yav şimdi okuyunca epey iş yapmışım. Diz mi dayanır. Sabahtan da kendim için bir uçan süpürge filmi izledim: DNA, güzeldi valla, tavsiye ederim. Kal sağlıcakla...
YanıtlaSilAh Leylakcığım! Geçmiş olsun, umarım şimdi dinlenmiş ve daha iyi hissediyorsundur. :(
SilÇoluk çocuk gelince, onları yedirmek söz konusu olunca insan canını unutuyor da sonrası zorluyor böyle. Sadece sen değilsin bunu yapan, ben de onu da severler bunu da yapayım cangılına dalıyorum, çıkarabilene aşk olsun.
Olsun ama, sevdiklerinle birlikte olmak en güzeli. :)
Dilin et olduğunu unutmuşum birden şaşırdım ikinciye “peynir olan” denince :))) hafiften titrediğimi de gizlemeyeyim, çocukluğun kabus tatları, bari yediriyorsun adını söyleme anne ya! Boşu boşuna vejeteryan olmadı bu bünye :))))
YanıtlaSilAmmaaannn! Pardon C.'ciğim. :(
SilBiz çocukluuğnda her çeşit sakatatı yiyerek büyümüş bir nesil (belki de son nesil) olduğumuzdan, adlarını anmak sıradan geliyor.
O vakit sen, birincisini kullanma, peynir ve çırpılmış yumurta karışımıyla dene, istersen. :)
dün yaptım, ıspanak, peynir, biraz nutmeg (türkçesini bilemedim kusura bakma) az rende soğan sarmısak tuz karabiber.. Dediğin gibi bir de çırpılmış yumurtayla yumurtalı ekmek stili kızarttım. Parmaklarımızı yedik! Geleyim de yazayım dedim :) Bu tarifi de güzelmiş :)
SilOhh, afiyet olsun! :)
SilSenin usulün, pratik bir kiş ( quiche ) gibi olmuş, çok iyi fikir, ben de bunu deneyeceğim. :)
Nutmeg bizde muskat diye biliniyor, hint cevizi de deniyormuş.