Hava ılık, gökyüzü parçalı bulutlu, güller açıyor...
* İşte böyle bir Mayıs sabahı, günlerden pazar, erken uyanıyorum, saat 8'i çeyrek geçe yürüyüşe çıkıyorum. Bu saat erken uyanan bebeklerin babaları tarafından bebek arabasıyla gezdirildiği saatler. Köpekleri olanların yürüyüş saati genellikle 9 civarı başlıyor. Küçük çocukların anne baba eşliğinde parka yürümeleri ise 10'a doğru, genellikle.
Bizim karşı çaprazımızdaki apartmanın bahçesindeki iğde açmaya başladı, hafif esintiyle, mis kokular geliyor.
** Dün gece MUBİ'de başrollerinde iki kadın ve bir ada olan bir film izledim; Ümit Ünal'ın son filmi, Aşk Büyü, Vs. Şu acayip günlerde içiniz daraldığında bir soluk almak isterseniz, kaçırmayın.
Bir önceki cümlenin üstüne tıklarsanız, filmle ilgili bir yazıyı okuyabilirsiniz.
*** Öğlene doğru annemle apartman etrafında küçük bir yürüyüş, küçük parkımızda küçük bir mola sonrası eve döndük.
Annemin canı bulgurlu bir yemek çekti, kısır yapayım dedim, ama kinoayla yapayım, olur mu? Aman canım kinoa da neymiş, yapacaksan doğru dürüst usulünce yap dedi. Sonunda ona bulgurlu bana kinoalı kısır yaptım. Nasılsa malzemeler aynı, doğradım hepsini ve ikiye böldüm, oldu bitti.
Dip Not:
Sabah yürüyüşünde, hani şu geçenlerde sarmaşıktan kurtardığım genç erguvanın olduğu sokağımsı aralıkta, gövdesinin alt kısmı yana yatar gibi olmuş, belli ki çok fırtınalar atlatmış, çok yıllar yaşamış bir dişbudak gördüm.
Eskiden kesilmiş kollarından birisinin içine biraz toprak koymuşlar ve içine bir sardunya dikmişler. Sanmam ki o sardunya kendiliğinden yerleşmiş olsun oraya, bir seveni olmalı.
Günün içimi açan, nefes almamı sağlayan güzelliği.
Sabah insanı olamadım hiç. Çalışırken çok zor kalkardım. Emeklilikte alarmı kurarak ancak onda kalkıyorum. Bir de sabahları çok suratsız oluyorum. İlerleyen zamanda açılıyorum. En çokta geceleri seviyorum. Sabahları dinç uyanıp güne başlayanları kıskanıyorum biraz.
YanıtlaSilTam ters yapıdayız demek ki! :))
SilBen de günü erken saatlerden itibaren yaşamayı severim ve saatle değil gün ışığıyla uyanırım. :)
ya çok enteresan, biz dün şefoyla yürürken ulu bir ağaç gördük, böyle bir kovuğu vardı. şefo dedi ki "ben burada oturuyor olsam şu kovuğun içine çiçek dikerdim, ne güzel olurdu" :)sen dikilmişine rastlamışsın. güzel insanlar, hayatı da güzelleştiriyor :)
YanıtlaSilVe o güzel insanlardan çevremizde var. İyi ki! :)
Sil