Sabah erken uyandım, bilerek isteyerek, bu defa.
* 93. Oscar töreninin büyük ödüllerinden birkaçını canlı izlemeye yetişmek niyetiyle 6 gibi uyansam yeter diye düşünmüştüm. Biraz eksik bir hesap yapmışım, bu seneki törenin formatı ister istemez farklı olduğundan, tören daha kısa sürmüş.
Ben televizyonu açtığımda Frances McDormand teşekkür konuşmasını yapıyordu. Sonra Anthony Hopkins'in en iyi aktör olduğunu öğrendim ve tören bitti.
Hemen diğer sonuçlara baktım ve kendimi kutladım. Bu seneki Oscar adayı filmlerin pek azını görmüştüm ve seyrettiğim dört film de ödül almış: Nomadland, The Father, Soul, My Octopus Teacher.
Akşam, TRT 2 törenin özetini yayınlayacakmış, kaçırdığım törene o zaman bakacağım.
** O kadar erkenden güne başlayınca, bari film izleyeyim dedim. O saatte çok ciddi bir şey izlemek işime gelmeyince, çocuk filmi seyrettim. Çok iyi bir seçim olmuş, Oscar sonuçlarından sonra kendimi ikinci kez kutladım.
İKSV 23 Nisan!ı Kutluyor başlığı altında yayınlanan, Norveç'ten bol ödüllü film "Tottori!"yi büyük keyif alarak izledim. Neymiş derseniz, burada.
*** Öğleden sonra kardeşim geldi, ana-kız günü yaptık. Biraz hasret giderdik, biraz gelecek günlere dair hayaller kurduk.
Akşamüstü mahallede yürüdüm, iki yeni küçük erguvan daha keşfettim.
Bu günlük bu kadar...
Dip Not:
Dört sene önce bugün canım P.'le Heybeliada'ya gitmiştik. Nasıl güzel bir bahar günüydü.
Ruhban Okulu'nun bulunduğu tepeye tırmanmış, manastırın bahçesinden manzaraya bakmıştık.
O günden bir anı...
hahaha, ben de aynı şeyi düşündüm, dört oscar kapan filmi görmüş durumdayım, daha ne olsun :)
YanıtlaSilönerdiğin filmin fragmanını izlemek bile gülümsetti beni, izleyeceğim kesin :)
Şulem, tam sana/bana göre bir film. Hatta tekrar izlesem mi diyorum. :))
SilAkşam töreni banttan da olsa izledim, Nurşen'in kırmızı halı yorumlarını da okudum, tamam oldum ben bu sene. :)