Bugün öğleden sonra şiddetli yağmur bekleniyordu. Yağdı evet, şiddetle değil, usul usul, ince ince yağdı.
Yağmurun sakin yağmasına en çok pazarcılar sevinmiş olmalı, öğlene doğru pazara gittiğimde ortalık tenhaydı, müşteriler gelmeyecek mi nedir diye endişeleniyorlardı. Üstüne bir de yağmur hızla bastırsaydı hiç hoş olmazdı doğrusu.
* Sabah oğlumu gönderip anneme çıktığımda, üç gecenin sonunda gece uykusunu aldığı için keyifli gördüm annemi, ben de mutlu oldum doğrusu.
** Bugünkü yürüyüş kontenjanımı bir kez pazarın sebze meyve bölümüne gidip, pazar arabasını doldurup eve dönüp boşaltıp, ikinci kez bu defa arabasız olarak giyecek ve ev eşyası satılan bölümüne giderek doldurdum.
Anneme pamuklu çorap ve seyyar merdivenin ayağına takılacak lastik koruyucu aldım, bizim eve çay süzgeci aldım, naylon kenarı lastikli tabak şapkası aldım. Ne acayip alış veriş değil mi? Bi milyoncuya gitmiş gibi...
*** Günün en eğlenceli saatleri illüstratör Tarık Tolunay'ın işlerini keşfedip, üstüne hızımı alamayıp bloga yazı yazdığım zamanlardı. Ekmekcikız'daki yazısı burada.
Şimdi gidip gelip İstanbul haritalarına bakıyorum, ne çok ayrıntı var!
Dip Not:
Dört sene önce tam bugün yine böyle kapalı, hafif yağmurlu bir havada Suadiye sahilinde yürümüşüm.
Bu ağacı çok iyi biliyorum, geçen hafta gittiğimde henüz açmamıştı.
Belki yarın gider bakarım, bu sene neler oluyormuş acaba?
Ben de az evvel marketten gelen Brüksel lahanası ve yerelması tabaklarının üstüne geçirdim o naylon şapkalardan, ne kadar kullanışlı değil mi? Ben nereden almıştım, söylesen gülersin, Bodrum'da Turgut Reis pazarından, alacak başka bir şey bulamadın mı dersen buldum, bir-iki magnet, güzel sarı bir elbise ve oyadan yapılmış takılar da almıştım :)) Aslında arkadaşımızın biri her hafta Turgut Reis pazarında tezgaha açıyordu, ona uğramıştık, jest olsun diye almıştım o naylon şapkaları ama çok iyi etmişim, işe fazlasıyla yarıyor zira :)
YanıtlaSilBu lastikli şapkalardan benim çocukluğumda da vardı. Sonra şeffaf folyolar, envai çeşit saklama kabı filan çıkınca, pabuçları dama atıldı biraz. Bu defa ekmek mayalarken mayalama sepetinin üstüne geçirmek için aldım.
SilTurgut Reis pazarında yok yok! Kocamanmış, ben de ilk kez geçen Eylül'de gittim. Gerçi pandemi korkusuna şöyle bir dolanıp çıktık, o ara gözüme ne çarptıysa... Yine de iki elbise kapıvermiştim. :)
peki ben sana dün Tolunay'ın Haydarpaşa illüstrasyonunu bilgisayarıma arka plan görüntüsü yaptım desem? :) komik miyiz len biz :)
YanıtlaSilKomikiz tabii ki! :))
SilBazen sinyaller zayıflasa da, bence artık havai hattan haberleşmeye başladık. Ya da adı her ne ise? ;)
Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilBir heyecan linke gittim, çok güzeldi, teşekkür ederim; izledikçe videoyu zaten dergilerden tanıdığım ama bu işinden siz sayesinde haberdar olduğum çizerin yaptığı bu kıymetli işe çok saygı duydum, o zaman bu haritalara sahip olmalıyım dedim; hem de emeğe katkı manasında. Tabii ki dükkanına gittim hevesle, sınır aşıcı bir fiyat limitim vardı, alın terine saygım da. Varınca dükkana, işte orada zınk diye durdum. Bunların bir de koleksiyoncu kalitesinde değil de daha makul fiyatlı baskıları da olsa dedim, çünkü bir tane ile yetinemezdim, üçü bir arada iyiydi. Olsun, heyecan yaşadım, üstelik ülke yöneticimiz sayesinde pazartesi günü piyasalar allak bullak olacak olmasına rağmen... Ne heyecan verici memleket ama!
Sevgili Okul Arkadaşım,
SilFiyatlara hiç bakmamıştım, sadece eserleri inceledim, seyrettim desem, inanır mısınız bilmem?
Diğer taraftan, bu yeni digital art sektöründe fiyatlar neye göre belirleniyor, henüz tam anlayamadım. sanki T. Tolunay'ın eserlerinde ayrıntı arttıkça, tek parçadan haritaya doğru gittikçe fiyatlar artmış gibi duruyor.
Belki, el çizimi eserlerde olduğu gibi sınırlı sayıda taş baskı yapar gibi bazı fikirler geliştirilebilir.
Memleketin heyecan katsayısının daha düşük olmasını canı gönülden arzu ederdim, ancak buralarda usul böyle, roller costera binmiş gibi geçmeli günler. Hayırlısı diyelim...
Sevgili komşum,
YanıtlaSilEmekli olduktan sonra cuma pazarımıza ben de düzenli gider, her tarafını dolaşır alış verişimi yapardım. Sebze, meyve bazen tabaklara şapka, bazen mutfak eşyaları..şu pandemi günlerinde ise Atacan tarafından girip hızlıca çıkıyorum. Nereye seyahat edersek edelim mutlaka pazar gezmesi yapmaya çalışırız, yerel halkın alışkanlıkları, fiyatlar, ürün çeşitleri..çok şey öğreniliyor oralardan...umarım pandemi biter yine pazar yerlerini keyifle gezeriz. Kim bilir belki cuma pazarı çıkışı bir kahve bile içebiliriz.
Sevgili Komşum,
SilPandemi nedeniyle, pazarın iki karşılıklı ucundan şöyle bir dolaşıp çıkıyoruz demek ki. :) İlk kez bu hafta, iki kez gidip, yine hızlıca turladım.
Yerel pazarlar konusunda haklısınız, ben de imkan oldukça gezmeye çalışırım. Eskiden, yani gençlikte, annem tarafından eşya taşımaya diye istem dışı götürüldüğüm için pazarları pek sevmezdim. Şimdilerde bambaşka gözle bakar oldum.
Evet, umarım ve dilerim, yakın gelecekte bir gün pazar çıkışı veya başka bir zaman o kahve keyfini yapacağız. :)