23 Şubat Salı

Bugün,  yine mutfaktayken, yemek yapıyorken, kendimi  hep mutfakta yaşayan Külkedisi gibi hissettim bir an. Sonra düşündüm, zamanın böyle geçtiğine tanık olmak da önemli. Kendime teselli ikramiyesi verdim, bir çeşit.

* Sabah oldukça erken uyandım. 

Dünden bildirimini aldığım, vakit bulamadığım için dinleyemediğim Haldun Taner Hikaye Dinletisine kulak verdim hemen. Gençlikte Haldun Taner'in öykülerini severek okumuştum. Aradan zaman geçtikten sonra yine buluşmak güzel oldu.

İş Şanat'ın bu yayınının linkini ekliyor ve dinlemenizi öneriyorum.

** Dün kardeşim bana ekmek yapımında kullanmak üzere bir bambu mayalama sepeti getirmişti. Tesadüfen dün yeni yoğurulmuş hamurum vardı, hemen sepeti denedim. Kardeşimin verdiği tarife uygun olarak hamuru sepete yerleştirip, mayalanması için buzdolabında beklettim ve sabah pişirdim.

Sonuç, kesin bir başarı. 

Mutluyum, hem de iki nedenle: Birincisi kardeşimin "boynuz kulağı geçer" misali ekşi mayalı artizan ekmek yapma işine gönül vermesi ve pek güzel sonuçlar alması, ikincisi bendenizin de her türlü disiplinsizliğime rağmen kardeşimin sayesinde sonunda bu işi kıvırması.

*** Öğleden sonra yürüyüşe çıktım. Kar öncesindeki bir sahil gezmesinden beri, on günden fazla oldu, sahile inmemiştim. 

Sabahki sis oldukça açılmıştı, ancak yine de deniz üstü pusluydu, hatta adalar gözükmüyordu. Yine de insanlar güneşin tadını çıkarmak için yürüyüş yollarındaydı, çimlerin ve sahildeki kumların üzerlerinde piknik sandalyelerinde yayılmış, keyif yapıyorlardı.

Eve dönerken Kahve Dünyası'ndan kızımın tavsiyesine uyarak, Guatemala kahvesi çektirdim, sonra evde yazı yazıp kahve keyfi yaptım.

Dip Not:

Ekşi mayalı, kalın ve çıtır kabuklu fırından henüz çıkmış ekmeğimiz.