Dünyada alelacayip işler olmaya devam ederken, irem bağında yaşar gibi geçirdim günü.
Yok canım! Tabii ki abartıyorum. Ne-re-deee?
Sadece şunlar oldu:
* Sabah uyanırken "hava aydınlanmış, sonunda birazcık uyumuşum, çok şükür" dedim. İki dakika sonra saate baktığımda gözlerim açıldı, 10:30 olmuş.
Senede bir bilemedin iki kez olan bir durum, uzun uyku, güzel şey.
** Annem kaç zamandır zeytinyağlı yaprak sarması istiyordu. Yapmaya en çok üşendiğim yemek sarmalardır, nedense. Annem "ben sararım, yardım edersen" dedi. Ehh, bu durumda kaçış yolları kapandı. Hafta içinde yaprak aldım, bugün de ana sultanın talimatlarıyla iç hazırladım, yaprakları sararken kendisine yamaklık yaptım, pişirdim.
İş yaparken ana-kız çekişmeden olmuyor haliyle. Olsun varsın. Bu güne şükür.
*** Evdeki kitaplığın üst raflarında bir dolu klasik eser keşfettim.
Merdiveni dayayıp ciddi sondaj faaliyetine girişeceğim, belki bir hazine bulurum.
Dip Not:
Fotoğrafı twitterda gördüm. Bir süredir izlediğim, bir yazar, gazeteci, yayıncı, ekmeksever, Jean Philippede Tonnac'ın. (Bir yerden alıntı olduğuna dair bilgi olmadığı için, kendisinin olduğunu varsayıyorum.)
Geçen ay yayınlamıştı. Renkler, hareket, figür çok hoşuma gitti, arada sırada bakıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!