19 Ocak 2021 Salı

19 Ocak Salı

 Bugünün güzel şeyleri bir parça eskide kalan, özlemini çektiklerimizle bağlantılı.

* Sabah oğluma kahvaltı hazırlıyordum, tüp gaz bitti. Elektrik ocağını çıkardım, çay demlendi, yumurta pişti, kahvaltı hazır.
Elimdeki az önce soyduğum portakalın kabuklarını elektrik ocağının döküm tablasına attım, mutfak mis gibi kokmaya başladı. 

Bundan sonrası hafif çaplı dedikodu.
Oğluma laf anlatıyorum bir taraftan da, "çocukluğumda olsa sobanın üzerine atardık bu kabukları". Çocukcağız, "yaa anne, soba mı şimdi" gibi bir şeyler söyledi, ne yapsın annesinin nostaljisi tuttu diye, sabah sabah...

** Eski telefonumdan yadigâr "healt" programını yeni telefona kendiliğinden naklolunca kullanmaya devam etmiştim. Kaç adım atmışım bakmak, egzersiz süresi ayarlamak filan gibi durumlarda kullanıyordum. 
Dün, program şifre istedi durduk yerde, yanlış mı girdim ne ise kapandı açılmadı, ben de sen misin aksilik eden diyerek programı sildim.
Geldik bu güne, egzersiz yapacağım süre tutmak için bakıyorum telefon boş, yürüyüşe çıktım kaç adım atmışım bakıyorum program yok! Önce biraz şaşaladım, sonra "aman yaa, eskiden adım sayma mı vardı ben yürüdüğümü biliyorum deyip,  kestim attım.
Ohh! Dünya varmış. Bir tür bağımlılık ve rekabet dünyasıymış  programa bakarak hareket etmek. Şimdi rahatım yerinde.

*** Sevgili Okul Arkadaşım'ın blogundaki iki yazı bizi önce tren yolculuklarına, istasyonlara, sonra içinden tren geçen kitaplara götürmüştü.
Seri devam ediyor. 
Bugün önüme çıkan bir yazıda "Tren İstasyonlarında Zaman Yolculuğu" büyüleyici istasyon binası fotoğraflarını görünce mutlu oldum, burada paylaşayım istedim.



Dip Not:
Benim güzel istasyon anılarımdan en yakını 2019 Ekim'indeki Portekiz gezisinden.
Porto tren istasyonu, giriş holü.
Dört duvarı Portekiz tarihini anlatan çinilerle / azulejolarla kaplı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!