21 Kasım 2025 Cuma

21 Kasım Cuma

Sabah kahvaltıda müzik dinliyordum. Kim bilir kaç senelik bir şarkı çalmaya başladı. 
Bir kaç sene önce bir arkadaş grubuyla  birlikte söylemek için çalışmıştık. Üç dakikalık bir şarkıyı ezberlemek ne çok tekrarla olabilmişti, şaşıp kalmıştık.
Şimdi o Yastıklı Şarkı'nın bir arşiv kaydı burada, şarkının nakaratındaki gibi vay vay diyorum, seyredince anlayacaksınız, neden? 

Sabah pazar alışverişini yaptım,  bir kilo hamsi ayıkladım, sonra öğlende pilatese gittim.
Pilatesten sonra biraz yolu uzatıp caddeden dönmeye karar verdim. Şuraya mı uğrasam, buraya mı diyerek gönül gezdirirken kaç gündür aklımdan birlikte bir kahve içsek diye geçirdiğim arkadaşıma Ş.cuğuma rastladım. Kalbim temiz dedim kendisine, aklımdan geçiyordun, karşıma çıktın.
Oturduk, kahvelerimizi içtik ve sohbeti koyulttuk. Daha ne olsun?



Caddenin yılbaşı süsleri yavaştan ışıklanmaya başlamış.
Gerçi henüz "yılbaşı geliyor" ruh haline henüz giremedik sanki, bugün pilates hocamla konuşuyorduk bu konuda. 
Sanırım havanın uzatılmış pastırma yazı halleri de yılbaşı mı geliyor şaşkınlığına sebep oluyor.

20 Kasım 2025 Perşembe

20 Kasım Perşembe

Sabah evde kalorifer kollektör vanası değişimi için usta ve tamirat işleri vardı. 
Dünden bizim kızlar sinemaya gitmek yazışmaları yaparken "yetişebilsem keşke" diye düşünmüştüm. Malum, usta işleri  bir başladı mı sonu nereye ulaşır bilinmiyor. 
Derken usta vakitli geldi, işin pratik şekilde halli için uğraştı ve tamirat uzamayınca öğleden sonraki film programına yetişebileceğim anlaşıldı.

İlk önce Pelin Esmer'in filmine gitmek konuşuluyordu, sonra kızlar fikir değiştirdiler ve Mert Baykal'ın yönettiği Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'in oynadığı Yanyana'ya gitmeyi tercih ettiler.
Çok da iyi yapmışlar, bir kaç yerde gülmekten karnım ağrıdı diyebilirim. Şurada filmden bazı sahneler eşliğinde İtfaiye şarkısını dinleyebilirsiniz.

Filmden önce gösterilen fragmanlardaki neredeyse bütün Türk filmlerin komedi olmasına ne dersiniz? 
Sanırım insanlar günlük hayatta imdaattt dedikleri bir noktadalar ve artık hiç değilse gülmek istiyorlar.



Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış.
Bu fincanın 19 Kasım 2022'den Ankaralı bir anısı var. 

19 Kasım 2025 Çarşamba

19 Kasım Çarşamba

Sabah erkenciydik, kızımı yolcu ettim, selametle ulaşmasına dair haberleri takip etmeye başladım.
Sonra kahvaltımı yaptım, hazırlandım Suadiye istasyonuna yürüdüm.
Babalarımızın aynı yıllarda Yenişehir'de birlikte görev yaptığı bir çocukluk arkadaşımla buluştuk.
Sahile yürüdük,  deniz manzaralı Beltur Cafe'de oturduk, uzun uzun sohbet ettik. 
Onun yakın zamanda kaybettiği annesinden, eşleri arkadaş olan annelerimizin arkadaşlıklarından, mahallemizden konuştuk. Sonra kendi çocuklarımız, şimdiki hallerimiz de  sohbete dahil oldu.
Bulutlu, hafif lodoslu, gri bir günde anılar anılar canlandı...



Adalar manzaramız genellikle gri yoğunlukluydu.
Bazen gün ışığı bulutların arasından sıyrılıp denizde ışık oyunları yaptı.
Bazen martılar ve kargalar uçuştu, bir karabatak gördük.
Bir de havaya aldırmadan denize girmiş yüzen bir denizsever yüzümüzü gülümsetti.

18 Kasım 2025 Salı

18 Kasım Salı

Bugün ne yapsam acaba, yürüyüşe mi çıksam diyordum ki birinin merdivenden indiğini duydum. O sırada antreden geçiyordum, merdivende ayak sesleri duydum, asansör kullanmayan da kim ki diye düşündüm ve göz deliğinden baktım ve gördüm ki Bayan E. imiş. 
Kapıyı açıp seslendim, cevap olarak "biliyor musun asansörde kaldım" dedi. Nasıl oldu filan derken, konuşmanın devamında bir spor merkezini görmeye gittiğini öğrendim ve "benimle gelir misin" deyince günün programı belli oldu. 
Kendisine de söylediğim gibi böyle tarihi bir anı kaçırmayı hiç istemezdim, canım arkadaşım ve spor salonu bir araya gelmesi pek söz konusu olmayan bir ikilidir, zira.
Nitekim gittiğimiz merkezin hiç ona göre bir yer olmadığı daha onuncu saniyede belli oldu ve salondakilere çok teşekkür ederek kendimizi dışarı attık ve dışarı çıkınca konuya dair abartılı değerlendirmelerimizle güldük, eğlendik.
Sonra oturup birer kahve içtik, sohbet ettik ve yürüdük. Böylece günün spor niyetli kısmı uzun bir yürüyüşle amacına ulaşmış oldu.  



Bitkilerin geometri anlayışı mı desem yoksa doğanın mimari zarafeti mi?

17 Kasım 2025 Pazartesi

17 Kasım Pazartesi

Ms. Melty dün izlediği bir filmden söz etmişti,  ilk fırsatta izleyeceğimi söyledim. Gerçekten bugün sözümü tuttum ve akşamüstü seyrettim. 
Film Fransız/Kore ortak yapımı, her bakımdan. Sokço'da Bir Kış isimli filme konu olan romandaki olaylar temelde Kore'de yaşansa bile, yönetmen, oyuncular hep bir ucundan melezlik ya da Fransızlık taşıyor. 
Meraklısı için not, film şu sıra MUBİ'de oynuyor. 

Günün ilk saatleri hareketli ve koşturmacalı geçti; pilates, yürüyüş, yatakçıya sipariş vermek, hiç bitmeyen alınacakları tedarik etmek ve taşımak, evdeki işleri halletmek derken akşamüstünü çabucak buldum.
Sonrasında ayağımı uzatıp oturdum ve kabak çekirdeği çitleyerek  filmi izledim.
Bu aralar kabak çekirdeğinin faydalarını o kadar çok ve sık rastlıyorum ki almasam olmazdı. meğer, evde zaten biraz kabak çekirdeği varmış ama öylece bir kenarda unutulduğu için bayatlamış. 
Kabak çekirdeği yiyiniz arkadaşlar.



Fotoğraf Ocak 2018'den,
Bir arkadaşımızın Maltepe'deki ofisinde yeni yıl kutlaması yapıyorduk,
Günbatımında adalar uzaktan gözükmekte...

16 Kasım 2025 Pazar

16 Kasım Pazar

Dün gece yatmadan önce balkona çıkıp gökyüzüne baktım. O da ne? Kuzeydoğu yönünde parlak bir şey var. Önce uçaktır dedim, ama uçak rotası pek öyle değil ve kıpırdamıyor. Sonra içeri gidip telefonumu aldım ve Skyview'la baktım. Meğer jüpiter imiş kendileri. 

Bugün ise Pazar günü halleri...
Sabah annemle kahvaltı,  öğleden sonra annemin bozulan su saatinin değiştirilmesine nezaret etmek, aralarda arkadaş gruplarıyla yazışmalar, bir iki telefon konuşması ile geçti. 
Akşam için yemek hazırlığı yaptıktan sonra nihayet yürüyüş için vakit buldum ve sahile iniverdim.
Dönüş yolunda kitapçıya uğradım ve Nejat İşler'in Miras isimli son kitabını aldım.
Güzel bir günün anıları böyle.

Havanın ılık olması çok hoş, ama doğrusu yağmur bekliyorum elim yüreğimde...



Fotoğraf dünden, bugünkü de benzer bir manzaraydı,
Birazcık gökyüzündeki tülsü bulutlar eksik. 

15 Kasım 2025 Cumartesi

15 Kasım Cumartesi



Bazen deriz ya, sendeki keyif kimsede yok.
Sahilde yürürken bu tekneyi görünce ilk böyle düşündüm, ohh amma keyif!
Adadan mı geliyorlar, gezintiye mi gidiyorlar...
Şimdi düşünüyorum da belki tekne bozuldu, öyle kalakaldılar. 
Belki kıyıdaki çekek yerine girmek için bekliyorlar.
Bilemeyiz, değil mi?
Bazen ilk aklımıza gelen ve genellikle harcı alem olan fikir yanıltıcı oluyor. 
Biraz daha enine boyuna düşünmek, özellikle görünenin arkasındaki gerçeği anlayabilmek pek zor...