Az önce hava iyice karardı ve tüm günkü siğil siğil yağmasının tersine yağmur hızlı hızlı yağmaya başladı.
Annem sabah sormuştu, geceki gök gürlemesini duydun mu? Yağmuru duydum ama gök gürledi mi hatırlamıyorum dedim.
Cumartesi günkü gereksiz ılık havadan sonra, bugün yağmur yağdığı ve hava sıcaklığı mevsim normallerine yakın geldiği için mutluyum, itiraf ediyorum.
Öğleden sonra kardeşim ve yeğenim annemi görmeye geldiler.
Bu defa kızımda evdeydi, böylece kız kıza kahve partisi yaptık, üstüne de kabak çekirdeği çitledik.
Bir ara son yaptırdığımız kan tahlilleri ve oradaki değerler konuşuldu. Tuhaf şekilde nesil gençleştikçe sağlık ölçüleri daha hassas hale gelmiş gibi. Torunların ikisinin de demir değerleri ananelerinden düşük.
Diyorlar ya, topraktaki besin azaldıkça, üretilen meyve sebze de besleyici olmaktan uzaklaşıyor, doğru gerçekten.
Ne acayip zamanlara gidiyoruz yahu!
Eylül ayında bir saksıya lavanta tohumu olduğunu sandığım bir şeyler ekmiştim.
Bir şeyler çıktı, ama hangisi nedir pek de anlayamıyorum henüz.
Dışarıda yağmur hızla yağarken saksıyı ıslansın diye havalandırırken...






