4 Aralık 2025 Perşembe

4 Aralık Perşembe

Aralık ayında bir güne hiç de benzemeyen güneşli bir perşembe gününü geride bırakıyoruz, bu gece dolunay olacak. 
Dün gece yatmadan önce gökyüzüne baktım, dolunaya bir kala aydede tepede pırıl pırıldı. Bir de jüpiter yine kocaman parlıyordu, doğu ufkundan epey yukarıda.

Sabah pilates  dersine gidene kadar enerjim iyiydi, sonra sanki derste biraz enerjim düştü, bazen böyle oluyor  her nedense?
Dersten sonra üstümü değişirken kardeşim aradı, Kadıköy'e gideceğim, çarşıda bir iki işim var, buluşalım istersen dedi.  Hemencecik zihnimde rotamı değiştirdim, caddeden dolmuşa bindim, metrobüsle gelen bacımla Söğütlüçeşme'de buluştuk.

Aman da aman! Söğütlüçeşme pek bir şık şıkırdım olmuş, Terminal Kadıköy adında bir takım mekanlar yapılmış, tren, metrobüs, marmaray, otobüs bağlantıları arasında eli yüzü düzgün bir merkez çıkmış ortaya. Eski gecekondu misali bağlantılardan çok daha iyi ve medeni olmuş.

Kadıköy çarşısı her zamanki gibi canlıydı. Baylan henüz yılbaşı vitrini yapmamış, Cafer Erol ışıklı vitrin yapmış olmalı dedik, bakacaktık, unuttuk. Demek ki haftaya bir kez daha Kadıköy seferi yapmalı. 



Terminal Kadıköy'ün kapılarından birinin önünde buluştuk,
Pazaryolu'nu solumuza alıp Boğa heykeline doğru yürümeden hemen öncesindeyiz.

3 Aralık 2025 Çarşamba

3 Aralık Çarşamba

Telefonumdaki uygulama tarafından "bu sene en çok dinlediğiniz şarkıların listesine bakınız" diye dürtülünce, bir bakayım neler varmış dedim bu sabah ve listeyi açtım. Bazı şarkılara şaştım, bazılarını hatırladım, kimisi hüzünlendirdi, kimisi neşelendirdi.  
29 farklı ülkeden müzik dinlemişim ama çoğunluk memleket şarkılarında. Mesela, birinci sırada İncesaz'dan Kalbimdeki Deniz'i dinlemişim, sonra Melike Şahin şarkıları var, Mor ve Ötesi'nin bir kaç parçası var, Ajda Pekkan'ın yorumladığı Cem Adrian şarkısı Ben Seni Çok Sevdim de çok dinlediklerimden. Tabii ki pek çok klasik müzik parçası var, etnik şarkılar var, filan falan... 
Böyle karman çorman bir liste işte. 

Hava güzel, çıkıp deniz kenarına gideyim dedim, hem de biraz uzak bir yer olsun, yürüme mesafesinden uzağa gideyim istiyorum. 
Bir yandan evde işlerim var, onları tamamlayıp çıkmak derdindeyim. Öyle böyle derken evden çıkışım saat 3'ü buldu. Suadiye İstasyonuna yürüdüm, trene bindim, Süreyya Plajında indim, deniz kenarına ulaşmak üzere karşıya geçtim ve Maltepe Parkına ulaşıp, İdealtepe yönünde denize baka baka sahilden yürüdüm. Ohh!



Hava ılık ve açık da olsa, güneş soluk duruyor değil mi?
Havada pus var biraz ve adı üstünde kış güneşine bakıyoruz.

2 Aralık 2025 Salı

2 Aralık Salı

Başlığa günün tarihini atarken önce günü yanlış yazdım, onu düzelteyim derken tarihi şaşırdım, sanırım sonunda doğrusu oldu, aferin bana.

Dün annemin tahlil doktor işleri nedeniyle gidemediğim pilatese bugün öğleden sonra bir aralık gidiverdim. Çalışma öncesinde bir iki alışveriş işini hızlıca hallettim. 
Eve döndüğümde bir süre serildim kaldım ve artık zamanı geldi kalk dürtüklemesiyle kendimi mutfağa sokup akşam yemeğini pişirdim.

İki gündür yağmurluk ya da ince ceket giymekten vazgeçtim, kalınca kışlık ceket diyebileceğimiz üst giyime geçtim. Henüz bere kullanmaya başlamadığıma bakarak kış henüz gelmedi, sonbahar uzadı sayıyorum.



Bugün yürürken gördüklerimden, 
Dünkü yağmur sırasında ağaçlardan düşen yapraklar kaldırımlarda  rengarenk serili duruyordu. 
Bu kalp biçimli yaprağın ıhlamur olduğunu sanıyorum.

1 Aralık 2025 Pazartesi

1 Aralık Pazartesi

Sabah yağmurla başladı gün, gökyüzündeki turuncu pembe bulutlarla akşamüstüne kavuştuk. 
Gün içinde bir kaç defa yağmur yağdı, durdu, tekrar serpiştirdi hatta bir ara kara kara bulutlar Marmara üzerinden şehre kavuşmaya çalıştı (kardeşim fotoğraf gönderdi, oradan biliyorum) sonunda hava sakinleşti.

Bugün yine bir hastane doktor işleri peşindeydik, kısmen iyi haber, kısmen beklemede kalınız halleriyle günü geçirdik. Şükür diyelim.

Bu sabah bir rüya gördüm, eğlenceliydi; parlak mavi gökyüzünü seyrediyordum, bir uçağın hızla yükseldiğini ve adeta viraj aldığını gördüm "aa, demek uçaklar böyle havalanıyormuş, hiç bilmiyordum" dedim kendi kendime. 
Sonra yanımdaki birilerine bu konuda fikrimi söylerken, havalanan uçak iki tane olarak geri döndü ve üstelik tam bizim balkonun önünde havada duruverdi. Ama bu defa uçak değil de kocaman martılar gibiydiler. 
Uyanınca güldüm kendi kendime, yıllar önce bir havacılık gösterisinde gerçekten havada duran uçak görmüş ve çok etkilenmiştim. Benim rüya tee oralara gitmiş galiba.
Uçak da kuş da güzel bence, hayra çıksın diyeyim.



Bugünkü yağmurun döktüğü yapraklar, bu defa kaldırımda değil de çimenin üstündeler hiç değilse.

30 Kasım 2025 Pazar

30 Kasım Pazar

Öğlende günlük yürüyüşe çıkarken şemsiyemi yanıma almıştım. Dönüşte bir iki gerekli şeyi acaba bulur muyum düşüncesiyle mahallemizin AVM'sine uğradım. Çabucak turladım, alacağımı aldım, çıkarken yağmur başlamıştı, kapının önünde yağmurdan kaçarak içeriye bir an önce girmek isteyenlerin kalabalığı vardı. 

Annemin dün akşamüstü durduk yerde başlayan öksürüğü bugün onu yordu. Bu durumda yarın bize doktor yolları gözüktü. 

Tımarhanede Bu Hafta'nın yeni bölümü gelmiş bugün, seyrettim yine acı gülümseme eşliğinde. 
Ardından bir bölüm Anthony Bourdain Parts Unknown seyrettim, olaylar Bask'da Saint Sebastin'da geçiyordu diyeyim, siz anlayın. 
Bölümü seyrederken gençlikte hasbelkader yolumuz oraya düştüğünde ortamdaki seçim öncesi atmosferi ve balık pazarını, orada yediğimiz balıkları hatırladım.  Geçmiş gün, hayali cihan değer.



Sokaklardaki yarakları süpürmüşlerdi.
Yağmur başlayınca  yeni yapraklar yerlere saçılmaya başladı. 

29 Kasım 2025 Cumartesi

29 Kasım Cumartesi

Kendimi bildim bileli yağmurlu çamurlu havalarda yürürken, sağ bacağımın ayak bileğini ve az üstünü ıslatırım, çamurlarım. Anladığım kadarıyla bunu sol ayağımı atış biçimim nedeniyle beceriyorum. 
Bugün akşamüstüne doğru sahile doğru yürümüş dönüyordum ki yine pantolonumun sağ ayak bileğinin üst kısmında bir nem hissettim. Bu defa "yine mi" demedim, kendime kızmadım, hatta gülümsedim, bu ıslaklık hissi aynı zamanda epey bir yağmur yağmış olduğunu da gösteriyordu; iyi bir şey.

Ağaçlardaki sararmış yapraklar yağmurla yerlere serilmiş, henüz tamamı dökülmedi ama bugün kaldırımlar sarı yapraklarla doluydu. Onların hışırtısını dinleyerek yürürken, keşke dedim burası orman değilse bile hiç değilse park bahçe olsaydı ve bu yapraklar taşla betonla değil toprakla buluşsaydı. Güzel olmaz mıydı?



Yağmurda sahil sakindi, sessizdi.
Bir arkadaşımın sözünü hatırladım, "adayı seven her havada, gezmeyi seven güneşli havada adaya gider" der.
Ondan aldığım ilhamla, "yürümeyi seven her havada, piyasa yapmayı seven güneşli havada yürür" diyorum.  
Fikrime katılır mısınız?

28 Kasım 2025 Cuma

28 Kasım Cuma

Günün yarısını mutfakta geçirdim diyebilirim; pazardan aldıklarımın ayıklanması, yıkanması, yerleştirilmesi, öğlen için çorba, akşam için pazı pişirilmesi, yetmedi bir de kızımın arzusunu yerine getirmek üzere ayva tatlısı işine girişilmesi derken saatler geçti gitti.

Arada güneşli Antalya'da havuz başında oturan gurbet kuşlarım ve dünürlerimle görüntülü konuştuk. Annemi aradılar, hatır sordular sağolsunlar.

Kızım bugün evden çalışıyordu. İşi bitince bir güzel uyku çekti, ben çalışmaya devam ettim. Sonunda az önce tatlı için kaymak almaya gitmeye razı edebildim. 

Yine komik bir apartman yazışması oldu; yöneticimiz yapılan bir tamirat için ek para istedi, teyzelerimiz hemen araya bu sene de hiç ısınamıyoruz şikayetlerini sokuşturdu. 
Ne bekliyorlar anlamıyorum, zaten gündüzler güneşli ve 20 derece civarında geçiyor, akşamları birazcık kalın giyinseler olacak bitecek.
Neyse, yaşlılık halleri diyelim, geçelim.



Fotoğrafı eklerken aklıma bir şarkı geldi,
Kırmızı gülün alı var'ı Dilek ve Derya Türkan birlikte yorumluyor.