1 Aralık 2025 Pazartesi

1 Aralık Pazartesi

Sabah yağmurla başladı gün, gökyüzündeki turuncu pembe bulutlarla akşamüstüne kavuştuk. 
Gün içinde bir kaç defa yağmur yağdı, durdu, tekrar serpiştirdi hatta bir ara kara kara bulutlar Marmara üzerinden şehre kavuşmaya çalıştı (kardeşim fotoğraf gönderdi, oradan biliyorum) sonunda hava sakinleşti.

Bugün yine bir hastane doktor işleri peşindeydik, kısmen iyi haber, kısmen beklemede kalınız halleriyle günü geçirdik. Şükür diyelim.

Bu sabah bir rüya gördüm, eğlenceliydi; parlak mavi gökyüzünü seyrediyordum, bir uçağın hızla yükseldiğini ve adeta viraj aldığını gördüm "aa, demek uçaklar böyle havalanıyormuş, hiç bilmiyordum" dedim kendi kendime. 
Sonra yanımdaki birilerine bu konuda fikrimi söylerken, havalanan uçak iki tane olarak geri döndü ve üstelik tam bizim balkonun önünde havada duruverdi. Ama bu defa uçak değil de kocaman martılar gibiydiler. 
Uyanınca güldüm kendi kendime, yıllar önce bir havacılık gösterisinde gerçekten havada duran uçak görmüş ve çok etkilenmiştim. Benim rüya tee oralara gitmiş galiba.
Uçak da kuş da güzel bence, hayra çıksın diyeyim.



Bugünkü yağmurun döktüğü yapraklar, bu defa kaldırımda değil de çimenin üstündeler hiç değilse.

30 Kasım 2025 Pazar

30 Kasım Pazar

Öğlende günlük yürüyüşe çıkarken şemsiyemi yanıma almıştım. Dönüşte bir iki gerekli şeyi acaba bulur muyum düşüncesiyle mahallemizin AVM'sine uğradım. Çabucak turladım, alacağımı aldım, çıkarken yağmur başlamıştı, kapının önünde yağmurdan kaçarak içeriye bir an önce girmek isteyenlerin kalabalığı vardı. 

Annemin dün akşamüstü durduk yerde başlayan öksürüğü bugün onu yordu. Bu durumda yarın bize doktor yolları gözüktü. 

Tımarhanede Bu Hafta'nın yeni bölümü gelmiş bugün, seyrettim yine acı gülümseme eşliğinde. 
Ardından bir bölüm Anthony Bourdain Parts Unknown seyrettim, olaylar Bask'da Saint Sebastin'da geçiyordu diyeyim, siz anlayın. 
Bölümü seyrederken gençlikte hasbelkader yolumuz oraya düştüğünde ortamdaki seçim öncesi atmosferi ve balık pazarını, orada yediğimiz balıkları hatırladım.  Geçmiş gün, hayali cihan değer.



Sokaklardaki yarakları süpürmüşlerdi.
Yağmur başlayınca  yeni yapraklar yerlere saçılmaya başladı. 

29 Kasım 2025 Cumartesi

29 Kasım Cumartesi

Kendimi bildim bileli yağmurlu çamurlu havalarda yürürken, sağ bacağımın ayak bileğini ve az üstünü ıslatırım, çamurlarım. Anladığım kadarıyla bunu sol ayağımı atış biçimim nedeniyle beceriyorum. 
Bugün akşamüstüne doğru sahile doğru yürümüş dönüyordum ki yine pantolonumun sağ ayak bileğinin üst kısmında bir nem hissettim. Bu defa "yine mi" demedim, kendime kızmadım, hatta gülümsedim, bu ıslaklık hissi aynı zamanda epey bir yağmur yağmış olduğunu da gösteriyordu; iyi bir şey.

Ağaçlardaki sararmış yapraklar yağmurla yerlere serilmiş, henüz tamamı dökülmedi ama bugün kaldırımlar sarı yapraklarla doluydu. Onların hışırtısını dinleyerek yürürken, keşke dedim burası orman değilse bile hiç değilse park bahçe olsaydı ve bu yapraklar taşla betonla değil toprakla buluşsaydı. Güzel olmaz mıydı?



Yağmurda sahil sakindi, sessizdi.
Bir arkadaşımın sözünü hatırladım, "adayı seven her havada, gezmeyi seven güneşli havada adaya gider" der.
Ondan aldığım ilhamla, "yürümeyi seven her havada, piyasa yapmayı seven güneşli havada yürür" diyorum.  
Fikrime katılır mısınız?

28 Kasım 2025 Cuma

28 Kasım Cuma

Günün yarısını mutfakta geçirdim diyebilirim; pazardan aldıklarımın ayıklanması, yıkanması, yerleştirilmesi, öğlen için çorba, akşam için pazı pişirilmesi, yetmedi bir de kızımın arzusunu yerine getirmek üzere ayva tatlısı işine girişilmesi derken saatler geçti gitti.

Arada güneşli Antalya'da havuz başında oturan gurbet kuşlarım ve dünürlerimle görüntülü konuştuk. Annemi aradılar, hatır sordular sağolsunlar.

Kızım bugün evden çalışıyordu. İşi bitince bir güzel uyku çekti, ben çalışmaya devam ettim. Sonunda az önce tatlı için kaymak almaya gitmeye razı edebildim. 

Yine komik bir apartman yazışması oldu; yöneticimiz yapılan bir tamirat için ek para istedi, teyzelerimiz hemen araya bu sene de hiç ısınamıyoruz şikayetlerini sokuşturdu. 
Ne bekliyorlar anlamıyorum, zaten gündüzler güneşli ve 20 derece civarında geçiyor, akşamları birazcık kalın giyinseler olacak bitecek.
Neyse, yaşlılık halleri diyelim, geçelim.



Fotoğrafı eklerken aklıma bir şarkı geldi,
Kırmızı gülün alı var'ı Dilek ve Derya Türkan birlikte yorumluyor.

27 Kasım 2025 Perşembe

27 Kasım Perşembe

Sabah pilates dersimi yapmış üzerimi değişiyordum, gözüm aynadaki yansımama takıldı, bu ne yahu dedim kendime, saçını kestirmek ve boyatmak için neden oyalanıyorsun?
Saçını boyatan hemcinslerim bilirler, saçtaki beyazlar çok ise boyalı saç uzadıkça dipteki beyazlar göze fazlasıyla batar. Özellikle bazı ışıklarda, mesela asansörde ya da mesela tepeden yansıyan beyaz ışıklarda iyice sevimsiz görünürler. 

Fakat diğer taraftan saçımı her boyattığımda bu kimyayı vücuduma neden alıyorum, şu boya işini bıraksam daha iyi değil mi ikilemi de yaşıyorum ki zaten alerjik bünyeliyim ve organik dedikleri boyalarla bile yapılsa her boya işlemi başımda kaşıntıya neden oluyor. 

Bu defa önceliği saçımı kestirmeye verdiğim için mahalledeki kuaföre değil, caddedeki makas tutuşunu sevdiğim, güzel saç kesen kuaföre gittim. Ve fakat beyaz saçlar tepemde pırıl pırıl parladığı için saç boyatmam da şart oldu. 

Benim bu konudaki septik halimi ve titizliğimi bilen kuaför bana "bu boyaları hamilelere bile uyguluyoruz, gerçekten sorunsuz" diyerek bir marka önerdi ve peki madem demem üzerine boyaya başladı. Gel gelelim bekleme süresinin sonuna doğru kafam yine kaşındı, daha doğrusu o hissi bastırdım ve kaşımamak için kendimi zor tuttum.  

Saç kesimi de boyaya eklenince, ufak bir servet ödeyerek, hafiflemiş olarak kendimi caddeye attım.
Bakalım şu boya işinden ne zaman tamamen vazgeçeceğim?



Caddenin çiçekçilerinde kokinalar arzı endam eylemeye başlamış, ama şimdiden alınca yılbaşında bir kez daha almak lazım, özellikle sıcağa dayanamıyorlar ve kısa zamanda solup gidiyorlar. 

26 Kasım 2025 Çarşamba

26 Kasım Çarşamba

Sabah hava kapalıydı, evden erkence çıkan kızıma şemsiye al yağacakmış dedim, yağmadı, beş dakika sonra güneş açtı.
Öğlende kardeşimle birlikte annemi dışarı çıkarıyorduk, annem yağacak galiba dedi, yok yağmaz sabah da böyleydi dedim, arabaya bindik iki dakika sonra yağmaya başladı.  
Bugün havanın benim tersime gidesi vardı belki de.

Öğleden sonra işimizi hallettikten sonra, annemde oturduk çay içtik, sohbet ettik. Haliyle çocuklardan konuştuk; çok çalışanlar, yorulanlar, iş arayanlar, tatilde olanlar derken malzeme boldu. 
Bizim gurbet kuşları şimdi Antalya'da tatildeler, dün hava 29 derece imiş ve denize girmişler, artık soğuk havalı yadellere iyice alışmış olan oğlum şortla dolaşıyorum dedi. 

Akşamüstü ayvalı zeytinyağlı kereviz pişirdim, bu mevsim ilk kez. 
Ayva ve kerevizi birbirine çok yakıştırıyorum, denemenizi öneririm, lezzetli oluyor. 



Bu haftanın ekşi mayalı ekmeği...

25 Kasım 2025 Salı

25 Kasım Salı

Hımmm, ben bugün n'aapmıştım? 
Bazen bu saate gelince hafif bir boşluk hissine kapılıyorum, sonra hatırlıyorum.

Şimdi şöyle oldu, sabah hareketleri sıradandı, egzersiz, kahvaltı, sonraki hareket asık suratımı düzeltme çabaları başlığı altındaydı.
İki gündür kızımın gönlünü etmek için uğraşıyordum, bu sabah o bana yüzün neden gülmüyor deyiverdi, "benim yüzümden mi?"
Yok yavrum, senin yüzünden değil, özel bir şey yok hem, dediysem de çok ikna olmadı.
Öğlenden sonra Bayan E. ile konuşuyorduk, bugün ben de öyleyim ve özel bir sebep yok dedi, bir başka arkadaşıyla konuşmuş, onun da keyfi pek yokmuş. 
Neyse işte, havadandır dedik, geçtik.

Öğlende annemin yatak iadesi işleri sırasında oluşan farkı kapatmak için kızımla alışverişe gittik, yeni yatak daha ucuzmuş ve eskisinin bedelini ödemiştik.. 
Anneme çarşaf, kızıma nevresim takımı, bana çaydanlık aldık; herkesin işi görüldü, en önemlisi annem yeni yatağından memnun gözüküyor.



Fotoğraf dünden, bugünkü hava çok daha açıktı, güneş boldu.