8 Kasım 2025 Cumartesi

8 Kasım Cumartesi

Epeydir bizim mavi kızlarıyla bir araya gelememiştik, Eylül'de Burgazada'da buluşmuştuk en son. Bugün caddede, buluştuğumuz zamanlarda gitmeyi sevdiğimiz, bir lokantada yemek yedik.
Yemek bahane aslında, uzun uzun sohbet ettik. Son yıllarda sohbet konularımızda sağlık meseleleri, annelerin yaşlanması sürecinde yaşananlar, evlenen çocuklar ve son olarak bir tatlı torunun haberleri başı çekiyor.
Eskiden sık sık birlikte sinemaya giderdik. 
Pandemi sonrası o alışkanlığımız da eridi gitti. Bakalım belki bu hafta denk düşürürsek gideriz, belli mi olur?

Tam 5 sene önce bugün, sahilde adalara bakarken bu fotoğrafı çekmişim.
Bugün çektim desem aradaki beş seneyi saymasam nasıl olurdu?

7 Kasım 2025 Cuma

7 Kasım Cuma

Sabah işleri bir koşu toparlayıp, pazara şöyle bir aceleyle gidip geldikten sonra, kardeşime doğru yola çıktım.
Birlikte babamızın kabristanını ziyarete gittik. Bu defa yolda kaybolmadık, yanlış yola sapmadık, bir defada yolumuzu bulduk. 
Şimdi böyle yazınca, okuyana tuhaf geliyor belki ama, o civardaki birkaç mezarlığın yolu, bağlantıları ve geniş çevreleri son yıllarda o kadar çok değişti ki ancak oraların eski halini bilen ne dediğimi anlayabilir.

Eskiden Topkapı'da bulunan Trakya Otogarı ve civarındaki minibüs durakları toptan kaldırıldı, Tüm o alana çok büyük bir park yapıldı ve artık kapasitesi dolan mezarlıklar kapatıldı. 
Dolayısıyla eskiden bildiğimiz her şey ve tüm yollar zaman içinde değişti. Şimdi sanıyorum, artık yeniden bir durmuş oturmuş bölge oluştu sayabiliriz. 

 

Dönüşte köprüden geçerken manzara beni içine çekti, adeta.
Fotoğraf daha net görünsün istediğim için biraz renklerle oynadım, gerçekte havanın rengi daha kurşuniydi. Öyleyken Kızkulesi'nin üstüne düşen güneş ışıkları daha parlak gözüküyordu, şimdi o parlaklık azaldı.
Öyle ya da böyle, her gördüğümde hayranlıkla baktığım bir manzara bu.


6 Kasım 2025 Perşembe

6 Kasım Perşembe

Kaç gündür bulutlar sabah güneşini örtüyor, neden sonra güneş çıkıyor, arada sırada yüzünü gösteriyor. Bu sabah da öyleydi.

Günün programı pilatese yürüyerek gidip dönmek, bir iki ufak tefek alış veriş yapmak, gelinciğimle onun boş gününü fırsat bilerek uzun uzun konuşmak, anneme ziyarete gelen Bayan E. ile hasbıhal eylemekti.
Şimdi akşam yemeği hazırlıyorum, kızım gelince yiyeceğiz.

Dün apartman grubundaki yazışmalar sırasında fark ettim ki profil fotoğrafı değişmiş. Nereden icap etti diye bakarken anladım, yaşlıca komşularımızdan birisi karı koca çift fotoğraflarını profile koymuş. Muhtemelen kendi profiline eklemek isterken bir terslik oldu. Bir kaç saat sonra profil resmi değişmişti, ancak bu arada gurubun adının yazılışı da değişmişti. Mutlaka bir değişim isteniyor anlaşılan.
Bayan E.'ylae konuşuyorduk, "umarım o yaşta biz böyle işler yapmayız" dedim, gülüştük.



Öğleden sonranın az bulutlu güneşinde balkondaki ıtır saksısı yayılıvermiş.

5 Kasım 2025 Çarşamba

5 Kasım Çarşamba

Komik ve saçma bir şey oldu, bugün. 
Bir ay kadar önce yatağımın ön ayaklarından bir tanesinin adeta bazanın içine doğru göçmüş olduğunu fark ettim. Off! Bunu da kim tamir eder, nasıl yapılır filan derken eğrisi doğrusuna denk geldi. Bugün annemin yeni alınan yatağıyla ilgili şikayetini dinlemek, anlamak üzere gelen servis elemanı bu sorunumu beş dakikada çözdü.
Gerçekten! Olana inanamamış durumdayım, halen daha. 

Meğer o içine göçtü sandığım ayak, muhtemelen tee yatak ilk alındığında -ki kaç sene oldu unuttum- montaj yapılırken kısa boyda takılmış. Zaman içinde etrafındaki muhafaza kırıldığı için, boyu iyice kısalmış. 
Biliyorum, böyle anlatınca saçma ve anlamsız geliyor ama o ayağı saklıyorum, kanıt olarak. 
Ya da birisi bana komplo kurmak istedi ve yatağın ayağını değiştirdi. Bakın bu versiyon iyice saçma oldu, değil mi?

Neyse,  uzun olması gereken yere kısa ayak takan her kimse, bir beşinci ayağı da nedense (bu günleri düşündü, herhalde) yatağın yan ortasında bir yere takmış(mış). Bugün gelen servis elemanı yatağı kaldırdı, bu durumu keşfetti ve şimdiki halde atıl durumda olan 5. ayağı kısa kalan 4. ayak yerine taktı ve sorun çözümlendi; yatak birbirine eşit boyda dört ayak üzerinde durur hale geldi.  
Yani, umarım doğru çözüm buydu.
Komik ve saçma, buna denmez de neye denir? 



4 Kasım 2021'de bizim ilk dönem blog kızlarıyla (neredeyse öz blog kızları diyeceğim, yenilere ayıp olmazsa) hayattan bir pandemi molası almış ve Moda'da çay bahçesinde buluşmuştuk.
Ah, ne gülmüş eğlenmiştik, bir yandan da üst üste çaylar içmiştik, çay tabakları biriktirmiştik.
Bu sonbahar kırmızıları o gün çektiğim fotoğraflardanmış, bugün karşıma çıkınca o günü anmadan geçemedim.
Yine bir buluşsak ya!

4 Kasım 2025 Salı

4 Kasım Salı

Hareketi bol bir gün oldu. 
Sabah dayım ve yengem anneme uğramıştı, bir çay içimi oturdular, onları görmek iyi oldu.
Öğlende annemi göğüs hastalıkları uzmanına kontrole götürdük, sıkıntıların düzelmesi  haberine sevindik
Sonra annem kışlık ayakkabı bakmak istedi ki kendisi son defa 7-8 sene önce ayakkabı almış olmalı. Dükkanda on çeşit ayakkabı denendikten sonra ilk denediğinin iyi olduğuna ikna ettik kendisini, aksi halde elimiz boş çıkacaktık.
Eve dönerken annem "haydi size lahmacun ısmarlayayım"  dedi. Bu teklif geldiğinde anlarız, annemizin canı lahmacun çekmiştir. Haliyle eve dönmeden  önce lahmacunumuzu yedik.

Annemi eve bıraktıktan ve kardeşim evine doğru yola çıktıktan sonra bir kaç alışveriş için minibüs caddesi tarafına yürüdüm.
O sırada A.ciğim geçen gün bahsettiğin balıkçı neredeydi diye yazdı. Konumunu gönderdim hemen. 
Ardından yakında mısın, gelmek ister misin yazınca, bir yarım saatliğine uğrayayım dedim. Dedim demesine de sohbet tatlıydı, sanırım bir saatten fazla oturdum.
Nihayet hava kararırken evin yolunu buldum.



Sabah balkonda çiçekleri sularken gördüm, sukulentlerden biri çiçek açmış. 
Buncağıza polis rozeti diyen varmış, bir de kokusu kötüymüş o nedenle başka bir ismi de varmış. Eğilip koklamadım, bakmak yeterli bence.

3 Kasım 2025 Pazartesi

3 Kasım Pazartesi

İki gündür denk düşmedi yazamadım. 
Hafta sonu İstanbul maratonunda koşmak üzere sevgili komşum E.cığım şehrimize gelmiş. Cumartesi akşamüstü yazdı, uğramak istiyorum diye. Tam o sırada annem aradı, karnım acıktı gelmiyor musun, dedi. Kaldım mı iki arada? 
Annemin ilaç saati, tansiyonu, karnı da acıkmış filan, E.cığım nasılsa anlar beni dedim, çaldım kapısını, iki dakika ayaküstü adeta çalıp kaçmaca, birbirimizin yüzünü gördük, anneme çıktım. Dedim anneciğim E. İstanbul'a gelmiş, sen çağırınca kapıdan uğradım sadece. Annem hiç üstüne alınmadı bile.
Yaşlı insanların benmerkezci oluşuna ve muhakeme zayıflığı konusuna bir örnektir dedim ve konuyu kapattım.
Neyse, ertesi gün yarış sonrası uçağına binmek üzere evden çıkan E.cığım ile yine kapıda ayaküstü vedalaştık ve gelecek defaya uzun görüşmeye sözleştik.

Bugüne gelince yine türlü çeşitli yarın anlatılınca komik tarafını görmeyi tercih edeceğim, ama bugün biraz içimi şişiren, karnımı ağrıtan konularla geçti ve neyse ki pilatese gittim, enerjim biraz pozitife geçti, sonra gün akşam oldu, hayırlısıyla.



Apartman girişinde kapı aslanı pozu veren sarman kedicik...
  

2 Kasım 2025 Pazar

2 Kasım Pazar

Bugün, annemi kolaçan etmek, ilaçlarını kontrol etmek dışındaki zamanım ev işleriyle geçti, ama şöyle işler; kurumuş lavantaların çiçeklerini ayıklamak, keselere yerleştirmek, ekmek hamurunun kabarmasını beklemek ve pişirmek, salça kavanozlarının içeriğini birer yemeklik olacak şekilde birer kaşık ayırıp, dondurmak... Diğerleri, yani markete alışverişe gitmek, nevresim değiştirmek ve çamaşır yıkamak işleri bildiğimiz işlerdendi. 

Akşama doğru çiçek kızımla birlikte mahallemizin balıkçısına gitmeyi düşündük, iki haftadır balık alamadım, gidelim bir balık çorbası içelim en azından demiştim.
Güya erken gittik, akşam yemeği kalabalığına kalmayalım düşüncesiyle ve fakat yine kapıda kuyruk vardı. 
Bunun üzerine balıkçıya gelirken gördüğümüz ve yeni açıldığını düşündüğümüz köfteciye gitmeye karar verdik. Çok iyi yapmışız bu kararı vermekle, zira nefis anne köfteleri ve piyaz yedik, önden içtiğimiz  leziz  mercimek çorbası da cabası oldu. Ayrıca bir aile işletmesi olan bu yerde, sevimli insanlar tanımış olduk.



Bir kaç gündür dışarda yürürken havada malta eriği /yenidünya çiçeklerinin  kokusunu alıyordum. 
Bugün fotoğrafını çekerken mis kokularını içime çektim.