Sabah evde işlerimi ayarladım ve kardeşimin evine gittim. Yeğenim bugün evden çalışıyordu. Kardeşim kahve yaptı, oturduk, bir kahve içimi sürede geçen haftaya dair aile dedikodularını gözden geçirdik.
Nihayetinde Topkapı Çamlık Mezarlığı'na ulaştık. Babamı ve yakınında yatan küçük amcamı ziyaret ettik; birisi ailenin çocuklarının en büyüğü diğeri en küçüğü idi ve ikisi de on sene aralıkla, 50 yaşında vefat etmişti. Babamın 45. bir kaç ay farkla amcamın 35. ölüm yıllarındayız.
Torunlar ve annemden babamıza selamlar söyledik, iki güzel kokulu gülden kurumuş olanını söktük, diğerini budadık. Süsenler ve yayılan örtücüler çoğalsın umuduyla etraflarını açtık. Dualarımızı okuduk, vedalaşıp ayrıldık.
Yoldan annemi aradık, kısa özet bilgi verdik. Annemde oturduk, birlikte çay içtik, eskileri andık, gurbet kuşu torunlardan ikisi aradı, annaneyle konuştular. Derken akşam oldu, gün battı.
Eskiden Anadolu ve Trakya Otogarlarına bakan ve onların tüm gürültü ve koşuşturmasından nasibini fazlasıyla alan kabristan, şimdilerde parklar bahçeler içinde son derece sakin, huzurlu bir yer.
Hatırlıyorum o mezarlığı, otpgar yanında idi gidip geldikçe çocukta olsam hatırımda, kale içinde chevrole dolmuşlarada binmişliğim vardı..
YanıtlaSilÖlmüşlerinize rahmet olsun...
Amin Özlemciğim, sağol sen.
SilOrada birbirinin karşısında iki kabristan var, Trakya Otogarı onların arasındaydı. Yağmur yağdığında nasıl çamur olurdu oralar...
Sonradan daha arkaya Vatan caddesi tarafına Anıt mezar da yapıldı. Şimdi her yer temiz, ağaçlık, yeşillik...
Nurlarda yatsın babanız da, amcanız da ekmekçim. Ne mutlu ki bize, arkalarından hoş anılarla anma güzelliğini bırakıp gittiler...
YanıtlaSilAmin Şulem, teşekkür ederiz.
SilGerçekten ne mutlu bize, artlarında kalan bizler için çok önemli değerler bu söylediğin. :)