Haydi bakalım! Kasım ayının ilk gününe de geldik. Yılı tamamlamaya bir ay kaldı diyebiliriz, artık.
İki gündür Halikarnas Balıkçısı'ndan "Aganta Burina Burinata"yı dinliyorum. O nasıl canlı ve içine alan bir anlatımdır! Bunca senedir okumadığım için hayıflandım doğrusu.
Bazı bölümlerde anlatılan coğrafyanın Bodrum olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. O zamanın vahşi doğası ve denizine şimdiki zamandan bakmak, bir anlamda üzücü belki daha çok sarsıcı.
Sabahtı, henüz çayımı içiyordum, annemin tansiyonu yüksekmiş, dil altını bulamamışlar. İlk telaşla çekmeceyi açınca ben de gözümün önündeki ilaç kutusunu göremedim. Tam "haydaaa, nereye gitti bu ilaç" diyordum, göründü gözüme. Neyse, yarım saat sonra kendini daha iyi hissetti annem, tansiyon biraz düştü ve kahvaltısını yapabildi.
Öğleden sonra kardeşim geldi, çay içtik, biraz sohbet ettik, iyi oldu.
Geçen sene 1 Kasım günü günbatımı; Şulemle Tuzla'ya gitmiştik, Elektramı ziyaret etmiştik, A.cuğum da bizimleydi.
Tren yolculuğu, sahilde yürüyüş, balıkçıda yemek, pastaneden tulumba tatlısı derken, keyifli bir gün geçirmiştik.
Güya bu sene benzeri ziyareti Mudanya'da yapacaktık, olduramadık, henüz.
Çok geçmiş olsun. En kısa sürede Mudanya gezisini de yaparsınız umarım :)
YanıtlaSilTeşekkürler. :)
SilBakalım artık, kısmetse olur Mudanya...
ay ne güzeldi tuzla...gideceğiz mudanyaya da . güzde olmazsa baharda :)
YanıtlaSilGideriz elbet, kısmet işi bunlar canikom. :)
Sil