21 Temmuz 2025 Pazartesi

21 Temmuz Pazartesi

Bugün pilateste hocam diyafram nefesi konusunda ısrar edince, dikkatli ve düzenli nefes alıp verdim ve kasların çalışmasına her zamankinden farklı etkisini hayretler içinde gördüm. Vayy dedim, bir işin uzmanıyla çalışmak böyle yararlı sonuç veriyor işte. 

Eve dönerken annemin istediği kıymayı aldım, o sırada bizim ev için de ufak tefek birşeyler aldım.
Mutfağa girdim, mutfak kapısını kapattım, balkon kapısını açtım, vantilatörü çalıştırdım ve yemek pişirdim. Sonra kendimi salona attım, biraz serinledim.

Veba Geceleri'nden sonra yeni bir Orhan Pamuk kitabı okumaya cesaret eder miyim bilmiyorum, yordu beni bu kitap.
Şimdi Çehov'un Bozkır'ını dinlemeye başlayacağım, üç sene önce Bodrum'da okumuş ve geleneğimize uygun olarak okuması için Ms. Melty'ye  bırakmıştım. Şimdi D. ile eşzamanlı dinlemek hoş olacak. 



Mahallemizin "gezen" martılarından biri,
Bizimkiler uçmayı pek tercih etmiyor, ya önümüz sıra pıtı pıtı yürüyor, ya da bir şeylerin üzerine çıkıp pıtı pıtı geziyor.

20 Temmuz 2025 Pazar

20 Temmuz Pazar

Sıcak yaz günlerine devam ediyoruz. 
Ayın 20'sini bulduğumuza göre, 10 gün bu aydan yarısı yaz yarısı kış Ağustos'tan hadi 20 gün daha dersek, sıcakları atlatır mıyız? Ya da demesek mi acaba, sayınca 30 gün oldu, gözümde büyüdü şimdi...

Bugünün güzel saatleri A.ciğimin evinde kahve içerek ve sohbet ederek geçti. Tatlı tatlı konuşuyorduk, sonra benim çenem açıldı, anlattım durdum. Umarım ev sahibemi yormamışımdır. 

Orhan Pamuk'un Veba Geceleri'ni dinliyordum, bitmek üzere. Pandemide yarım bıraktığım kitabın devamını okumak yerine başından başlayıp dinlemek iyi oldu.



Dün öğlene doğru başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda bulutları görünce sevindim.
Bir de yağmur yağsa, ne iyi olurdu...

19 Temmuz 2025 Cumartesi

19 Temmuz Cumartesi

Bu sabah göz için son tedaviye giderken, güya daha erken çıkacaktım ki, sıcağa kalmayayım. Olmadı. Hatta her zamankinden on beş dakika geç gittim, dönüşte havanın rutubetli zamanına mı rastladım nedir, adımlarım ağırlaştı. Kendimi eve atıp soğuk suyla serinledim.

Kaç zamandır ekmek yapamıyordum, mayamı sakladığım kavanozu beslemek için buzdolabından çıkarırken elimden kaydırıp, kırmıştım. Geçen hafta sonu kardeşimden yıllar önce ona verdiğim mayanın bir çeşit yavrusunu alınca, ohh dedim. Bir kaç gündür onu besleyip büyütüyordum, dün hamur yoğurdum, bugün kalıba aktardım, şimdi fırında pişiyor.

Bugünün diğer faaliyeti bamya turşusu yapmaktı. 
Hafta başında kızımın İznik'ten getirdiği minnoş bamyaları yemek yapmıştım.  Çiçeğim "ay anne bamya turşusu da yapsan!?" deyince ve de bu haftaki pazarda uzun Bodrum bamyalarından bulunca hemen aldım ve bugün onları ayıklayıp, kavanoza yerleştirdim.
Denemenizi öneririm, pek leziz oluyor.

 

Yarım kilo bamya almıştım, bir büyük bir orta boy kavanoz oldu.
Sıkışık yerleştirmedim ve daha büyükleri büyük kavanoza, daha ufakları orta boya kavanoza koydum.

18 Temmuz 2025 Cuma

18 Temmuz Cuma

Sabah kardeşimle buluştuk, annemin geçen ay yapılan testlerinin sonuçları hakkında doktoruyla konuşmaya gittik. Sonuçlara göre yeni bir tedaviye başlamak gerekmiyor, takip edeceğiz, gelecek ay tahlil yapılacak, gözleyeceğiz.

Eve döner dönmez pazara koşturdum, yolda kızımla rastlaştık, el attı, iki üç torbayı taşıyıverdi, işler kolaylaştı. Öğleden sonrası klasik bir Cuma oldu böylece, yıka, ayıkla, kurut, kaldır...

Akşamüstü canım D.'den gelen bir müzik eserinin kayıt bilgilerine bakınca heyecanlandım. 
Ünlü Kronos Quarteti  (tarihteki tüm yaylı çalgılar dörtlülerinden fazla albüm sattıkları notunu ekleyeyim)  müziğin dünyayla sürekli ve gelişen bir etkileşim içinde olması gerektiği fikrinden ilham alarak, 16 temmuz tarihinde yayınladıkları ikili kayıt ile nükleer silahlanmaya karşı dikkatli olmak gereğini hatırlattı.

Yukarıdaki satırları da aldığım web sayfasında yayınlanan not şöyle:
Kronos Quartet, aynı zamanda dünyanın dört bir yanından 30'dan fazla sanatçıyla birlikte, Bob Dylan'ın kehanet dolu marşı A Hard Rain's A-Gonna Fall'un kapsamlı yeni bir yorumunu yayınlayacak. Bu, küresel bir barış çağrısı ve artan nükleer savaş riskine karşı farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Kronos'un kurucusunun sözleriyle: "Her geçen gün daha fazla savaş tehdidiyle insanlık nükleer yok oluşa doğru ilerliyor. Bob Dylan'ın 1962 tarihli 'A Hard Rain's A-Gonna Fall' şarkısı o zamanki sıkıntıyı, korkuyu ve dehşeti yansıtıyor ve Kronos için bir mihenk taşı haline geliyor."

Kayıtlarda  Bob Dylan'ın ünlü şarkısı A Hard Rain's A-Gonna Fall yeniden yorumlanıyor.
Zaman ayırıp dinleyin derim.



Yemek fikri arayanlar için, yaz menüsü önerisi, 
Nohutlu bamya ve pirinç pilavı,

17 Temmuz 2025 Perşembe

17 Temmuz Perşembe

Dünün benzeri bir gün, bugün de...
Sabah dışarı çıktım, bahaneyle yürüyorum ama hava ısındıkça yürüyüş hızım düşüyor laf aramızda. 

Eve döndükten sonra bamya pişirdim. Dün kızım getirmişti, ayıklamıştım, minik miniklerdi, ayıklaması zahmetli oldu.
Öğlende soğuk çorba ve soğuk karpuz yedik.

Öğleden sonra bir kaç bölüm "Anthony Bourdain: Parts Unknown" izledik. Bu dizide  "No Reservations"daki gibi sadece yemek işleri değil, kültürel aktiviteler ve yorumlar da vardı. 


Apartmanın bahçesindeki akşam sefaları  gündüz kapalıyken, akşam açıyor ve  misler gibi kokuyor.

16 Temmuz 2025 Çarşamba

16 Temmuz Çarşamba

Güneş cayır cayır yakıyor, tam yaz sıcaklarının göbeğindeyiz. Bu ay sonuna dek böyle gidecek muhtemelen ve dolayısıyla sıcak üzerine ne desek boş. 
Çünkü hava sıcak!

Bugün kardeşimle annem için döşek bakmaya gittik, zira kullandığı döşek on seneyi doldurdu ve annem artık vücudunu nereye koysa bir türlü rahat edemiyor.
Önerilen yataklarla ilgili bilgileri not aldık ve eve gidince anneme anlattık. Annemin yatağına bakınca anladık ki aslında annemin yatağı önerilen en kaliteli yataklardan birisi.
Sonra hazır bir aradayız dedik ve yatağı çevirdik, döndürdük bir şeyler yaptık ki annem bir de öyle denesin.
Yine olmazsa, aynı yatağın yenisini alacağız galiba...



Sizce de bu sene zakkumlar çok güzel açmıyor mu?
Yoksa bana mı öyle geliyor...

15 Temmuz 2025 Salı

15 Temmuz Salı

Hareketli sabahın ardından kıpırdamadan oturmaya karar verdim ve film seyrettim.
Oğlumun ilkokul arkadaşının annesi A.cığım ile bir kahve buluşması yaptık. Çocuklardan, onların bugünlerinden, B.cığımın aybaşındaki nikah töreninden, evliliklerinden konuştuk. Artık, dünkü çocuklar, kocaman oldular filan bile demez olduk, bir noktada gerçekleri kabullenmek gerek. 

Öğleden hemen sonra kızım Pendik'ten feribota bindi, babaanne ve halasını ziyarete İznik'e gitti.
Onu yolcu ettikten sonra 2024 yapımı bir Japon filmi izledim, "Super Happy Forever"
Sonsuza kadar mutlu yaşamanın bir adımında takılmış genç bir çift üzerine, tatlı, duygusal, sakin bir filmdi.
Filmdeki bir çeşit buluşma noktası gibi çalınan bir şarkı vardı, eskilerden; Beyond the Sea. 



Ekim 2019'da Portekiz'e gitmek kısmet olmuştu.
Avrupa'nın en batı ucundaki fener olarak tanımlanan Cabo da Roca'ya da gitmiştik.
Çinileriyle ünlü Portekiz'de fener binasının yanındaki binanın bir duvarında kayaların ucunda duran ünlü fenerin çinisi vardı.
Bugün filmdeki şarkıyı duyunca nedense burası aklıma geldi...