Bugün Kadıköy Beşiktaş vapurunda F.ciğim ile karşıya geçerken arka güvertede oturmanın keyfini çıkardık. Keyfini çıkardık diyorum da, havada o kadar yoğun nem vardı ki tarihi yarımada neredeyse görünmez olmuştu.
Beşiktaş'ta Ş.ciğimin gelmesini beklerken Deniz Müzesinin önündeki gölgede durduk, önümüzden akan araç trafiğine baktık, arkada kuytuya yerleşmiş sazını çalan sokak çalgıcısını dinledik.
Biz üç arkadaş birbirimizi 40 yıldır öncesinde aynı büroda çalışmış olmak nedeniyle tanıyoruz.
Bugünkü buluşmamızın amacı, yine 40 yıldır tanıdığımız ve hepimizin enerjisine, neşesine, hayat gustosuna hayran olduğumuz çok sevgili M. Hanımı evinde ziyaret etmekti.
M. Hanım, hayatlarımızda çok önemli yeri olan değerli rahmetli G. Beyin eşi; biz onları tanımış, birlikte sadece sıradan bir çalışma hayatı değil, çok değerli anılar paylaşmış dostlar olarak bir arada olmaktan çok mutluyduk.
Gün boyunca, şimdiki zaman, geçmiş zaman birbirine karıştı, kimi anıların hüznü, kimilerinin kahkahasıyla geçirdik sohbetimizi.
Apartman girişindeki sette kocaman bir saksı mis kokulu güzelim gardenya vardı,
Hani şu şarkıdaki gardenyalar gibi, şarkıyı dinlemek isterseniz fotonun üstüne tıklayınız,
40 yıllık dostlar ve gardenya, cennette bir gün!
YanıtlaSilHavanın cehennem gibi olmasına nazire yapan bir gün oldu diyebilirim, C.ciğim. :)
Silsizin şu bürodaki dostluklarınız o kadar güzel ki...daim olsun
YanıtlaSilAmin canım. :)
SilGerçekten orası hayatımızın her türlü nirengi noktası oldu, iyi ki oradaydık.<3