Gündüzleri vantilatör rüzgarı, geceleri klimanın nem alması arasında geçiyor.
Bugün pazarda dolaşırken düşündüm, biz yarım saatte işimizi bitirip gölgeye kaçıyoruz, satıcılar ne yapsın tüm gün, çok zor iş.
Vişne bu hafta biraz daha çoktu sanki, haftaya biter muhtemelen. Son senelerde çıkmasıyla kaybolması bir oluyor zira, meyve suyu fabrikaları toptan alıyormuş diyorlar. Sebzelerden patlıcan, kabak, bamya, fasulye iyice bollaşmıştı, tarla ürünü çıkmaya başlamış anladığım kadarıyla.
George Orwell'ın "Paris ve Lodra'da Beş Parasız" kitabının 199. sayfasından alıntı:
"Dilencilerin sosyal konumlarıyla ilgili bir çift laf etmek kayda değer; zira onlarla düşp kalkıp da sıradan insanlar olduklarını anlayınca, toplumun onlara karşı aldığı tuhaf tutumu ister istemez garipsiyorsunuz.
....
Oysa yakından bakınca bir dilenci ile sayısız saygıdeğer insanın geçim kaynağı arasında temel bir fark bulunmadığı görülüyor. Dilencilrin çalışmadıkları söyleniyor, peki o zaman "iş" nedir?
....
O zaman şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz: Dilenciler neden hor görülüyor? Çünkü gerçekten de evrensel olarak hor görülüyorlar.
...."
Şimdi biraz müzik, biraz eski bir haliyle yeni, burada.
Kelebek çalısının bu rengini görmüş müydünüz?
Kelebek çalısına neden bu ismin verildiğini biliyor muydunuz?
Ay hiç bilmiyorum ama senden doğaya ait birşeyler öğrenmeye bayılıyorum!
YanıtlaSilDilenciler sanıyorum genelde güvenimizi ve duygusal hassasiyetlerimizi kullandıkları için sevilmiyor, istenmiyorlar. Ya da belki daha idealist bir pencereden bakınca, bize sosyal eşitsizlik konusundaki bireysel ve toplumsal suçumuzu hatırlattıkları için? Burada dilenci hiç yok neredeyse ama sokakta yaşayan, bazen müzik ya da heykel, karikatür yapan çok insan var. Genelde para veririm ben çünkü birşey üretiyorlar ama itiraf edeyim durduk yerde elini açıp hele bir de çocuğu gözüme sokan olursa çok rahatsız oluyorum. Bir iki dilenci çıkmıştı bizim bölgede bu şekilde hemen topladı polis onları, çocukları da almış olabilir elinden hemen. Devlet burada çocuk istismarı konusunda çok katı ve kurallı ve bu hoşuma gidiyor… Bilmem bak yine kalbim çok mu katılaştı diye düşündüm yine….
Belki, şehrinizdeki parklarda görmüşsündür, ben daha çok eflatun renklisini görüyorum, sen de onu görmüş olabilirsin. :)
SilDoğrusu, bu kitabı okuyana dek, tam da dediğin gibi dilencileri duygu istismarcısı olarak görürdüm. Şimdi bu duyguma eklenen bir düşünce var, acaba onlar gibi olmak ihtimali mi bizi ürkütüyor, onlardan uzak tutuyor.
Esasen gerçek bir sosyal toplumda dilenci olmamalı, herkes desteklenmeli. Ancak dünyanın pek çok yerinde gerçekler hiç de öyle değil, yazık ki...
Kelebek çalisinin o rengini burada gördüm, gözlerime inanamdim. Çicek açtiginda etrafinda hep kelebekler oluyor diye biliyorum ya da uydutuyorum ama hep kelebek görüyorum 😊
YanıtlaSilUydurmuyorsun Sevdacığım, tam olarak öyle; o hafif kokularıyla arıları ve özellikle kelebekleri kendilerine çekerlermiş. Zaten bu fotoğrafını çektiğim çalının etrafında da pek çok kelebek vardı. :)
Silböyle zamanlarda en çok dışarda çalışan insanlara acıyorum ben de. Allah yardımcıları olsun.
YanıtlaSile ben kelebek çalısını yeni öğrendim. sayende :)
Görsen anlarsın zaten, kelebek çalısı olduğunu, etrafı kelebek dolu oluyor. :)
Sil