Bu sene sanırım bu gelenek değişiyor, şöyle oldu:
Gelirken aldığım kitapların ikisi Paul Auster'dan, Timbuktu (şimdi elimde) ve Kırmızı Defter. Arkadaşım da Paul Auster hayranıdır ve bu kitapları okumuş olmalı.
Diğer kitap muhtemelen adına bakarak aldığım, üç aydır okunma sırası bekleyen Âşık Kral. Yazarı Başar Başaran. Kaç gün önce başladım, önsöz gibi olan "Yazma!" başlıklı bölümde içimden "çok iddialı, du bakalım" dedim, "Bir Kaçış Hikayesi" başlıklı ilk bölüm "eh, fena değil" tadında gitti, gel gelelim ikinci bölümde "ne bu nihilizm, ne demek istiyor?" sarmalına dolandım ve kitabı elimden bıraktım.
İyi ki canım arkadaşım önceki gün bana yeni okuduğu bir öykü kitabını "seversin sen" diyerek getirmişti ve elimden bıraktığım kitaptan kalan buruk ağız tadına panzehir oldu.
Kitabın yazarı Zeynep Kaçar, kendisi oyuncu ve oyun/roman yazarı. Kitabın adı Tanrı ve Memeli Hayvanlar. Ülkemizde kadın olmak ana başlığında toplayabileceğim öyküleri okuduğuma memnunum.
Eski su kuyusunun içinde bile...
Anneler Gününüz kutlu olsun Sevgili Okul Arkadaşım:)
YanıtlaSilÇok naziksiniz Sevgili Okul Arkadaşım, teşekkür ederim. :)
SilTimbuktu. <3 Ben de Paul Auster'ın Yalnızlığın Keşfi'ne dalmıştım, ama okumalarım hep yarım yarım bu ara. Duruyor başucumda şimdi.
YanıtlaSilZeynep Kaçar'ında Kabuk romanını okuyup sevdiğimi hatırlıyorum. Geçenlerde de Bloomberg HT'deki Pandora'nın Merakı programına çıkmış, bilginiz yoksa..Programı ve yazarlarla sohbetlerini beğeniyorum. Bodrum'a sevgiler.. :)
Timbuktu yeniden sarstı beni, iyi ki tekrar okudum. :)
SilZeynep Kaçar'ı tekrar okumak istiyorum, zeki ve işlek bir kalemi var, hoşuma gitti.
Bilgi için teşekkür ederim. :)
ya bu ağaçların/çiçeklerin kendilerine yarattıkları alanlara, açtıkları yola hayranım ben. güzelliğine bakar mısın şu incirin?
YanıtlaSilÇok güzel çok! Doğayı kendi haline bırakmak daha hoş sonuçlar veriyor. :)
Sil